Başvuru Sahibi:
Büyük Baba, 1
Ps 42/23s - 34
Haci BAYAZIT
Possingergasse 65, 17 / 16
1160 Wien Wien,
30.11.2023
BEZIRKSGERICHT LEOPOLDSTADT
Taborstraße 90 – 92
1020 Wien
Başvuru Sahibi:
Büyük Baba, 1
Ps 42/23s - 34
Haci BAYAZIT
Possingergasse 65, 17 / 16
1160 Wien Wien,
30.11.2023
BEZIRKSGERICHT LEOPOLDSTADT
Taborstraße 90 – 92
1020 Wien
PFLEGSCHAFTSSACHE:
Küçük Kişi
Yarber
(Caber) Bayazit
Geb.
03.07.2020
Konu talebi ve başvurular:
Hukuki usulsüzlüklerin düzeltlmesi;
emanet/mirasçıyı sahibine iade ederek ruhsal ve
bedensel sukunet ile pisikolejik rahatsızlığı giderilmesi. Çünkü, ben dahil milyonlarca insan torunum/varisin
zihinsel ve fiziksel huzursuzluğunu hissediyor ve rahatsız oluyor.
Ben Ehl-i Beyt'in Evladıyım;
Bunun kanıtı, 2011'den
sonra devletlerin iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bir anlaşma imzalamasıdır...
imzanın temeli;
Peygamberi iblis olan fetö’nün mesihlik bağlantılarının kesilip, şeytanın 20'ye yakın yardımcısının berteraf edilmesi ile dünyanın karanlığa sürüklenmesinin ortadan kaldırılması.
Benim, çocuklarım ve torunlarım, kaderi anne rahimde yazılan Ehl-i Beyt'in çocuklarıdır...
Ve korunması ve büyümesi, üzerinde günah/negatif enerji taşımayan insanlarla mümkündür.
Eğer ki siyasi ve maddi düşünce ve beklentilerle
çocuklarıma ve torunlarıma yaklaşanları Allah(c.c) bilmedikleri bir yerden ateş azabına yaklaştırıyor.
Ben, çocuklarım ve torunlarım Ehl-i Beyt'in çocuklarıyız.
Bir Ehl-i Beyt çocuğu doğunca; Türkiye'deki Nakşi İsmailağa hizbinden gelen ve Osman ile evlenen Melek Şahin,
Viyana'da cinsel ilişki esnasında şeytanın zihnen alim suretinde rahme sızması ile doğum yöntemini öğretmiş; veya Nakşi Süleymancıların kuluçka yöntemiyle hazırlamaları sonucunda iki Ehl-i Beyt/İslam düşmanı doğuyor ve hazırlanıyor.
Dünyada; Gerçek Helal iyilik veya sahte
Haram kötülük bu iki hal/yol üzerinden gelişir. İnsanlar, kurumlar ve rejimler iki durumdan biriyle karşı karşıyadır; Ancak tarih
kötülüğün zafer kazandığını kaydetmedi.
Bu durumlar; Allah'ın evrene koyduğu ilahi kurala göre gelişir.
İnancını kaybeden
kişi, kurum, rejim insani vasıflarını kaybeder; siyasi ve maddi beklentilerin tuzağına düşmüş olur.
Yani şeytan esir alır,
boynuna ip geçirir ve ipin ucunu fravunluk emellerine
meyleden gücün eline verir; yani onu/gücü’de suça ortak ediyor... Artık durumu tersine
çevirmek alemlerin sahibi olan Allah'ın hakkı olmuş oluyor.
Karanlıkları aydınlatan kalemin/nurun insan üzerindeki hakkı olarak;
Orta büyüklükte
bir fırınım vardı (fırıncı olarak). 28 Kasım 1994'te suçsuz olarak cezaevine
girdim. Yıl
27.01.1995 Eisenstadt Hapsane‘ye vekalet almak için görüşüme gelen
(MHP/Austurya Türk Federasyon Başkanı) Osman “Türkiye’de duymuşlar herkes
bayram ediyor“ sen içerde hazırlanacakmışsın nasıl olacaksa, bizde
bütün guruplardan çetrefelli/pislik adamları etrafımıza toparlıyoruz; yakında
sana iki kitap gelecek ondan sonra bizde kesin tavır alacağız; dedi.
(Soysuzların
atası yezid'de her kabileden 30 bin kişi/it toplayıp İmam Hüseyin(a.s) üzerine
göndermşti)
Gelen
Kitap’ın birisi Kutup ama içeriği boş, ikinci kitap (İmam Rabbani takma isimli)
Ahmed Sirhind,‘nin yazdığı, Mektupat‘ idi.
Mektupat’da
yazılan mektupların birinde yazıyor; şeytanı yardımcı olan komutanın yapamayacğı
yoktur‘… bir başka mektup’da yazıyor, İmamı Rabbani‘nin oğluna, hocası pazardan
şüpheli yedirirmiş çocuğu yumuşatmak için.
Ben
o zaman Rabbani‘nin Mektubat Kitap’ını tahrip etmişler sandım; Mektupatı
kabullenmedim. Kutup, kitapının içeriği’de boş, idi‘… şeytanı yardımcı
edinsem (bu mümkün değil Ehl’i Beyt
evlatları kabullenmez) çocukların şüpheli yemesini kabul etsem (oda mümkün değil) şeytan yaklaşıp
haram ve şüpheli yedirip itikadı bozup amelleri zayıflatıp ‘alıp‘ Tutuklu
bulunduğum davadaki suçu kabullendirip mahkemeler üzerinden yardımcılarının açığa
çıkmasını önleyecekti‘…
Mektupatı
kabullenmeyip şeytan’da yaklaşamayınca Osman ve karısı etrafına topladığı
adamları ile içerde bana dışarda Çocuklarıma eziyet etmeye başlamış‘…
vermiş
olduğum mücadeleyi dışardan takip edenler’den Avukat tarih, 20. 09. 1995 Mahkemede
Hakim Alfred Ellinger’e efendim Bayazit’ın dosyasını diğer insanlardan ayıralım,
dedi‘…
Yani,
Bayazit onları kabullenmedi onlarda Bayazit‘ın çocukları ve ailesine
eziyet ediyorlar; demek istedi.
-Bu hali gören ve dinleyen Hakim
Alfret Ellinger tercüman Nermin Dürdane’ye sordu; bak kafasına önünde ışık
görüyormusun, dedi; Tercüman evet dedi‘… bu arada şeytan yaklaştı üfürdü; Hakim
kalbini dönderdi yüzünü buruşturdu dilinin ucu ile tüf, diye tükürdü‘…
O
zaman burda kalıyor, dedi;
yani, Peygamberler zamanındaki
olaylar devamlı aynı amaç için değişik usuller ile tekrarlanır;
Bayazit
bunları kabullenmedi, bir daha bir “Sıffın (savaş) olayı“
tekrarlanmayacak “Kur’an ile aldatamayacaklar“ “bu defa soysuz
münafıklar mahkemeler üzerinden imha edilecek“, bu sefer yardımcılarını
kurtaramayacaksın -dercesine- yüzünü buruşturup kalbini dönderip tüf, diye şeytana
tükürdü‘… Mahkemeler için, Davut aleyhisselamın sapan taşı gibi taşlara
zemin hazırladı. Hacı Bayazıt
28 Mart 1999'da (din adamı olarak) bu kalemle
tekrar çıktım.
Peygamberimiz; Yalan söyleyen bizden değildir. Ben asla yalan
söylemem ve haksızlığı asla kabul
etmem.
Bir kişiye yapılan yanlış bütün dünyaya yapılmış gibidir:
Talebim ve talebim bir an önce yerine
getirilip torunum iade edilmeli;
Ve talep ediyorum,
Dosyanın, dini ve nesli tahrip
ederek soykırıma zemin hazırlayan gerekçeler ile derhal ceza mahkemesine gönderilmesi.
Haci Bayazit
Allah(c.c)ın emri Peygamber
efendimizin İmam Ali efendimizi Vasi/Velayeti ilanı ile alemlerin emniyeti islam kemale erip sağlam kulpa bağlamış;
bundan dolayı alemlerin sahibi Allah(c.c)
insanlar üzerinde nimetini tamamlamış
din olarak islamı
seçmiştir.
Allah(c.c)
alemi Ehl-i Beyt evlatları
üzerinden nimetlendirir ama nimet sıra
dışı insanlara isabet eder.
Nimetin
sahibine, Allah(c.c)a ulaşmak
için önce puthane şeyhlerini
geçmek gerekir; burası
teslimiyet tarikatda 40’lar
Hz İbrahim(a.s) meşrebi/mücadelesi’dir; bu aşamadan sonra Hz Musa(a.s) meşrebi/mücadelesi masumiyet 7’ler var’dır; yani kalbin Allah(c.c)ın iradesi altında olması; yoksa fravun gibi boğulacağını anlayınca Musa’nın Rabbine inandım ile kurtulunmaz; bu aşamadan sonra 3’ler Ruhaniyet Hz İsa(a.s)meşrebi/mücadelesi var’dır; İsa Aleyhisselam putperest bir
topluluğun yanından geçerken paçalarına bulaşan -tozu- çırpıyor; değilse onların haramı/şüpheli tozu ile vucunda toksin
birikir zehirlenir.
Bu üç aşama Hz Hasan efendimiz Hz Hüseyin
efendimiz ve Hz Ali efendimiz meşrebi/mücadelesi
ile geçilir ancak bu yol/mücadele sonu Peygamber efendimiz izine düşülüp Allah(c.c)ın hesabına olunur.
Allah(c.c) Peygamberimin başına gelen sizinde başımıza gelmeden Cennete gireceğinizmi sanıyorsunuz; Buyuruyor. Peygamber
efendimiz ümmetimin alimleri Beni İsrail
oğullarının Peygamberi gibi derken bu
mücadele/aşamaları belirtiyor.
Bu
alemde herşey ödül ve caza için islam
üzerinden iki kuraldan birine uygun gelişir. Allah’ın selamı rahmeti yeni yıl vesilesi ile ödül için mücadele
edenlerin üzerine olsun. Her iki Alemin manevi fikri ve zahiri/fiziki bu
bilgileri eş dost tanıdıklarınıza ulaştırın olaki bir nimet isabet
eder.01.01.2024 Hacı
Bayazıt
Heryerden pislik akıyor; artık Ülkede lağım kanalizasyonu patlamış AB‘den ABD’ye Azarbeycan’dan İşgalci İsraile kadar heryer
pisliğin/oğlancılığın tehdidi/kuşatması altında; artık başlarına taş yağmasının zamanı bekleniyor.
Akıl sahipleri şeytanın insanları islamdan sapıtan 20 civarında yardımcı hiziplerinde atama ve terfi ile kamu ve kamusal alanda
sosyal ve siyasi yapıyı sağlayan şeytanın vekili mahrem imamlar var’dır; kimdir mahrem imamlar biliyormusun?
Peygamber efendimizin vefati sonrası hemen Sakifede
toplanarak Biatini bozanlardan Ömerin teşviki ile bu görevi Haşim Oğullarına verirsek bir daha bize dönmez; ama biz aramızda dolandırırız sözleşmesi ile Ebu Bekir
halife şeçilir.
İmam Ali efendimizin
Ebu Bekire Biat için Ömer yanına topladığı adamları ile hakkında Kevser süresi inen Hz Fatıma validemizin Vahy’i-in indiği evin mahremiyetine saldırır kapıyı yakmakla tehdit eder kapının arkasında kalan Fatıma validemiz çocuğunu düşürür.
İmam Ali efendimiz Ömer ile kapışır Ömeri altına alır kafasını koparacağı an; Peygamber efendimizin ya Ali benden sonra gelen müsübete
sabret Allah(c.c) ümmeti Ehl-i Beyt üzerinden hesaba çekecek hadisini hatırlar, okunan Ezanı duyunca’da sakinleşir “bu işi sonra gelene bırakır.“
Vahy-in indiği eve yapılan bu saldırıyı temeli Sakife’de atılan batıl parelel dinin taraftarları
“Emanet/İdareyi haşimilerden Beni
Ümeyyenin bir oldu bitti ile almasını“ -Kutsuyor- böylece batıl parel dinin mahrem
imamları menfat dağılımında taraftarının yatak odası mahremine giriyor; gece gündüz uykulu uyanık halde avret mahaline
geliyor gidiyor hem kadına hem kocasına ilişiyor/çöküyor bu hale taraftarların razı olması ile
deccalist sistemin mundar cenabet hiyerarşik düzenin cehennem taşları döşenmiş… ta’ki bir zamanlar Türkiye‘de Bir G.Kurmay Başkanının katılmayıp
A.Dilipak’ın da iade ettiği ödül vs alıp ayağına yüz sürüp Biat etmek için kapısında
sıraya girilen Nato’nun 4‘‘üncü Büyük Ordusu TSK’yi hallaç pamuğu gibi darmadağın
eden mahrem imamların imamının mesihlik bağlantıları kesilip berteraf edilene
kadar.
Allah’ın izni ve yardımı hakkın doğuşu ile batılın yok olması
kuralına uygun; Küresel ısınma ve CoWid 19 Virüse karşı verilen mücadele
zeminde dünya‘da ifşa ve imha olmaları sonucu dünya maneviyat ve adalet yörüngesine
girdi.
Hadisi Şerifde Peygamber efendimiz Cenab-ı Allah Kızım Fatıma’ya yapılan eziyet ile
kazaplanır; diyor. Hacı Bayazıt 01.01.2024
Alemlerin emniyeti islamın ana
üssü İran İslam İnkılabı Lideri İmam Seyyid Ali Hamanei, İslam İnkılabı
Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi nazarında alemdeki bütün Hüseyni meşrep/direniş
cephesinine taziyelerimi sunarım.
Bismillahir
Rahmanir Rahim
Allah(c.c)ın
selamı rahmeti alemlerin emniyeti islamın beli ve omurgası ‘maneviyatın‘
merhamet ve marifet kaynağı Hüseyni meşrep/direniş cephesi ile masum ve
mazlumların üzerine olsun.
Allah(c.c)
alemleri Kur-an’ı Azim‘deki hükümlerine boyun eğmiş düzende yaratmıştır. Bundan
dolayı alemde olaylar Hak‘kın Batıl‘dan Helal‘in Haram/Şüpheli‘den ayrılması
ile ödül ve ceza için islam üzerinden iki kuraldan birine uygun gelişir.
Allah(c.c)ın emri Peygamber efendimizin İmam Ali efendimizi Vasi ilanı ile
alemlerin emniyeti islam kemal erip sağlam kulpa bağlanmış alemlerin sahibi
Allah(c.c) insanlar üzerinde nimetini İmam Ali(a.s) velayet ilanı ile tamamlamış
din olarak islamı seçmiştir.
Devrim
Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Şehit Kasım Süleymani ve Irak Haşdi Şabi Teşkilatı
Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in şehadet yıldönümünde, bu iki şehidin şehadet
yıldönümü ve aynı zamanda Kirman’daki terör saldırısında İranlı vatandaşların şehit
olması nedeniyle taziyelerimi sunar Kirman şehitlerinin de Şehit Süleymani’nin şehit
olduğu Mehdeviyet yolunda kişi sevdiği ile birliktedir Hadisi Şerif uyarınca şehadete
ulaştıklarını bidirir şehit ailelerine ve yakınlarına başsağlığı dilerim.
Hamas’ın
siyasi ofisi başkan yardımcısı Salih el-Aruri ve arkadaşlarının şehadetine de
taziye ve başsağlığı dileklerimi sunarım.
Ayrıca Kevser Süresi ile
müjdelenen Hz. Fatıma’nın (s.a) validemizin doğum gününü kutlayarak, Seyyid
Razi Musevi'nin Siyonist rejimin Şam'daki hava saldırısında şehit olması
nedeniyle taziye ve tebriklerimi sunarım.
Hacı Bayazıt Wien,
06.01.2024
haci.bayazit@chello.at
VERFASSUNGSGERICHTSHOF VfGH-1.500/0037-1/2018
Freyung 8, A – 1010 Wien Wien
am, 17.01.2024
Yasal İstek Sahibi: Haci
BAYAZIT
Possingergasse
65, 17 / 16
1160
Wien
Yasal İstek Kapsamı: Anayas
Mahkemesinin koruma ve kollama yasal hükümleri.
VfGH-1.500/0037-1/2018 am, 22.
Juni 2018 kararın; dünyanın sosyal hazinesi yaratılış sınırlarına uyum içinde doğan çocuk/neslin korunması için; kapsamı genişletilerek
yerel ve bölgesel kurumlara hatırlatılması.
Karanlıkları aydınlatan kalemin/ışığın
insan üzerindeki hakkı olarak;
Orta
büyüklükte bir fırınım vardı (fırıncı olarak). 28 Kasım 1994'te suçsuz olarak cezaevine girdim. Yıl
27.01.1995 Eisenstadt Hapsane‘ye vekalet almak için görüşüme gelen
(MHP/Austurya Türk Federasyon Başkanı) Osman “Türkiye’de duymuşlar herkes
bayram ediyor“ sen içerde hazırlanacakmışsın nasıl olacaksa, bizde bütün
guruplardan çetrefelli/pislik adamları etrafımıza toparlıyoruz; yakında sana
iki kitap gelecek ondan sonra bizde kesin tavır alacağız; dedi.
(Soysuzların
atası yezid'de her kabileden 30 bin kişi/it toplayıp İmam Hüseyin(a.s) üzerine
göndermşti)
Gelen
Kitap’ın birisi Kutup ama içeriği boş, ikinci kitap (İmam Rabbani takma isimli)
Ahmed Sirhind,‘nin yazdığı, Mektupat‘ idi.
Mektupat’da yazılan mektupların
birinde yazıyor; şeytanı yardımcı olan komutanın yapamayacğı yoktur‘… bir başka
mektup’da yazıyor, İmamı Rabbani‘nin oğluna, hocası pazardan şüpheli yedirirmiş
çocuğu yumuşatmak için. Ben o zaman Rabbani‘nin Mektubat Kitap’ını tahrip etmişler
sandım; Mektupatı kabullenmedim. Kutup, kitapının içeriği’de boş, idi‘… şeytanı
yardımcı edinsem (bu mümkün değil Ehl’i Beyt evlatları kabullenmez) çocukların şüpheli
yemesini kabul etsem (oda mümkün değil) şeytan yaklaşıp haram ve şüpheli
yedirip itikadı bozup amelleri zayıflatıp ‘alıp‘ Tutuklu bulunduğum davadaki
suçu kabullendirip mahkemeler üzerinden yardımcılarının açığa çıkmasını
önleyecekti‘…
Mektupatı
kabullenmeyip şeytan’da yaklaşamayınca Osman ve karısı etrafına topladığı
adamları ile içerde bana dışarda Çocuklarıma eziyet etmeye başlamış‘…
vermiş
olduğum mücadeleyi dışardan takip edenler’den Avukat tarih, 20. 09. 1995 Mahkemede Hakim Alfred Ellinger’e
efendim Bayazit’ın dosyasını diğer insanlardan ayıralım, dedi‘…
Yani,
Bayazit onları kabullenmedi onlarda Bayazit‘ın çocukları ve ailesine
eziyet ediyorlar; demek istedi.
-Bu
hali gören ve dinleyen Hakim Alfret Ellinger tercüman Nermin Dürdane’ye sordu;
bak kafasına önünde ışık görüyormusun, dedi; Tercüman evet dedi‘… bu arada şeytan
yaklaştı üfürdü; Hakim kalbini dönderdi yüzünü buruşturdu dilinin ucu ile tüf,
diye tükürdü‘… O zaman burda kalıyor, dedi;
yani, Peygamberler zamanındaki
olaylar devamlı aynı amaç için değişik usuller ile tekrarlanır;
Bayazit
bunları kabullenmedi, bir daha bir “Sıffın (savaş) olayı“ tekrarlanmayacak
“Kur’an ile aldatamayacaklar“ “bu defa soysuz münafıklar mahkemeler üzerinden
imha edilecek“, bu sefer yardımcılarını kurtaramayacaksın -dercesine- yüzünü
buruşturup kalbini dönderip tüf, diye şeytana tükürdü‘… Mahkemeler için,
Davut aleyhisselamın sapan taşı gibi taşlara zemin hazırladı.
28 Mart 1999'da (din adamı olarak) bu kalemle tekrar dışarı çıktı.
Peygamber
efendimiz buyurmuştur’ki; yalan
söyleyen bizden değildir. Ben asla yalan söylemem, ben
asla haksızlığı kabul etmem. Bir kişiye yapılan haksızlık bütün aleme yapılmış gibi
olur.
Sonuç ve İstek: Bitişik belgelerde görüldüğü üzere yıllardır
Türkiye uzantılı küresel sosyal ve iktisadi bir dava ile mücadele ediyorum;
çocuklarım ve torunlarım bu davanın göbeğinde doğdu mağdur oldu‘… halen mağdur
oluyor.
Davacı olduğum Türkiye uzantılı davanın uzatılması;
AB’den
ABD’ye Azerbaycan’dan işgalci İsraile kadar dünyanın sosyal hazinesi
çocuklar/nesli kaygan bir zemine sürüklemesiyle birlikte, patlayan kanalizasyon
pisliğinin tehtidi altında bıraktı.
Anayasa Mahkemesinden gerekli yasal düzenlemeleri yapmasını talep ediyorum.
Haci BAYAZIT
2 Ek(ler) Belgeler Tarihi
ile
VfGH-1.500/0037-1/2018 am, 22. Jun 2018
Vereinte
Nationen Wien,
19.09.2022
Hollanda'nın
Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı (UAD), Güney Afrika
Cumhuriyeti'nin İsrail aleyhine açtığı "soykırım" davasında ihtiyati
tedbir talebine ilişkin kararını açıklıyor.
Uluslararası
Adalet Divanı, (soykırım davasında) İsrail aleyhine ileri sürülen iddiaların
'makul seviyede' ispatladığına hükmetti.
Uluslararası
Adalet Divanı, Güney Afrika'nın 'Gazze'de soykırım davası' başvurusunu kabul
etti. Yargıç Joan E. Donoghue, İsrail'e yönelik 'bazı iddiaların Soykırım Sözleşmesi
hükümleri kapsamına' girdiğini ifade etti.
'İsrail
1 ay içinde rapor sunmalı' Adalet Divanı, "İsrail, 1 ay
içinde masum insanların temel hizmetlere erişebildiğine dair kanıt sunmalıdır"
açıklamasında bulundu. Uluslararası Adalet Divanı: İsrail devleti Gazze'de ve
Gazze'ye karşı yürüttüğü askeri operasyonları derhal durdurmalı
·
Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in
Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki fiillerin işlenmesini önlemek için tüm
tedbirleri alması gerektiğine hükmetti.
·
Uluslararası Adalet Divanı (soykırım
davasında) Gazze’deki felaket boyutundaki insani durumun, tedbir kararı
vermesini gerektirecek düzeyde “acil tehlike” teşkil ettiğine hükmetti.
·
Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in
Soykırım Sözleşmesi'nde yasaklanan fiillerin işlenmemesi için gerekli önlemleri
alması gerektiğine hükmetti.
·
Uluslararası Adalet Divanı: İsrail,
Gazze'ye insani yardım ulaştırılması için acil ve etkin adımlar atmalı.
·
Uluslararası Adalet Divanı,
Gazze'de yaşanan insani trajedinin son derece farkında olduğunu ve can kayıplarından
derin endişe duyduğunu bildirdi. Rasthaber 26.01.2024
İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan,
‘’İsrail rejiminin yarattığı soykırım koşulları 7 Ekim öncesinden çok farklı.
Böylesi bir durumda İsrail ile ilişkilerini normalleştirmek isteyen herhangi
bir ülke, bunun bedelini ağır ödemek zorunda kalacaktır.’’ dedi.
İran Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan,
son günlerde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Gazze toplantısına katılmak
üzere gittiği New York'ta Al-Monitor'a verdiği röportajda gündemdeki konuları
değerlendirdi.
Emir Abdullahiyan, savaş sonrası
Gazze’ye ilişkin, ‘’Bu çok önemli bir konudur. Bu konu haftalardır zihinleri meşgul
ediyor. Ancak savaş sonrası Gazze için süreçte Filistinli liderlerin de yer
alması gerektiğine ve bunun desteklemesi gerektiğine inanıyoruz.
Filistinli-Filistinli diyalogları oluşturulmalı ve Gazze ve Batı Şeria'nın nasıl
yönetileceği konusunda bir sonuca varılmalıdır. Bize göre Filistinliler adına
başkalarının karar vermesi iyi sonuçlara yol açmayacak.’’ dedi.
Tel Aviv ile Riyad arasındaki olası
normalleşme ile ilgili yöneltilen soruya Emir Abdullahiyan, ‘’Bunu Suudilerle
görüştük. Suudiler bize Filistin'in en büyük öncelikleri olduğunu söyledi. İki
taraf arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusuna gelince, İsrail'in son
dönemdeki eylemleri, İsrail rejimiyle ilişkilerini normalleştirmek isteyen bir
ülke için durumu karmaşık ve zor bir hale getirdi.
‘’İsrail rejiminin yarattığı soykırım
koşulları 7 Ekim öncesinden çok farklı. Böylesi bir durumda İsrail ile ilişkilerini
normalleştirmek isteyen herhangi bir ülke, bunun bedelini ağır ödemek zorunda
kalacaktır.’’ cevabını verdi.
İran’ın Kuzey Irak’taki terörle
mücadele operasyonu hakkında Emir Abdullahiyan, şunları kaydetti:
‘’Irak'la iyi ilişkilere sahibiz,
ama silahlı terör grupları yıllardır İran'a saldırmak için Kuzey Irak’ı kullanıyor.
Bu meseleyi Bağdat hükümete ve Erbil yetkililerine defalarca ilettik, hatta
uluslararası hukuk çerçevesinde meşru savunma hakkımızı kullanacağımızı da dile
getirdik. Irak'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz ve bu
konuda aramızda bir güvenlik anlaşması imzalanmıştır. Biz Irak'a saldırmadık
ama Kuzey Irak’taki Mossad karargâhını hedef aldık. Irak yetkilileri bunu çok
iyi anlıyor. Dolayısıyla Irak'la güçlü ve ayrıcalıklı bir ilişkimiz olsa da
ulusal güvenliğimiz konusunda kimseye müsamaha göstermeyiz.’’ İngiltere Dışişleri
Bakanı Cameron ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunan Emir Abdullahiyan, ''İngiliz
meslektaşıma Kızıldeniz'de ve Yemen'e karşı gerilimi tırmandırmaya yönelik
eylemlerinin stratejik bir hata olduğunu açık bir şekilde söyledim.'' ifadesini
kullandı.
Emir Abdullahiyan, 7 Ekim 2023’te
sonra ABD’nin bölge ve Gazze'deki gelişmelere ilişkin İran’a çeşitli mesajlar
gönderdiğini belirterek, ABD ile mesaj alışverişi için diplomatik kanalların açık
olduğunu söyledi. ABD’nin İsrail’e verdiği kaytsız şartsız desteği eleştiren
Emir Abdullahiyan ‘’ABD bugün savaşı durdurursa Netanyahu savaşı sürdüremez.
Dolayısıyla Netanyahu bu tutumuyla ABD’yi başka cephelere de dahil etmeye çalışıyor.
Şu anda Netanyahu'nun kendi
emelleri için ABD’yi başka cephelere dahil etmeye çalıştığını görüyoruz. Bu
nedenle ABD’lileri Netanyahu ve Siyonistlerin oyununa karşı dikkatli olmaları
konusunda uyarıyoruz, çünkü onların oyunu savaş oyunudur.’’ değelendirmesinde
bulundu.
Hüseyin Emir Abdullahiyan, İran’ın
Gazze savaşının bölgeye yayılmasına karşı olduğunu belirterek, ‘’Kızıldeniz ve
bölgede gemicilik ve seyrüsefer güvenliğinin bizim de lehimize olduğu açıktır.
Ticaretimizin ve petrolün önemli bir kısmı deniz yoluyla yapılmaktadır.
Bölgesel savaştan bölge ülkeleri zarar görecek. Bu yüzden Gazze'deki savaşın
durdurulması gerekiyor.’’ diye konuştu.
İranlı bakan, bölgedeki direniş
gruplarının eylemlerine dair, ‘’Onlar kararlarını kendileri veriyorlar. Her
birinin kendi düşünceleri var. Onlar Arap ve Müslüman. Bu nedenle Filistinli
Arapları ve Müslümanları destekleyecek için tedbirler alıyorlar. Yemenliler
bize seyrüsefer ve deniz ticareti güvenliğine bağlı olduklarını söylüyorlar.
Ancak Filistin halkına destek vermek amacıyla, İsrail gemisini veya İsrail
limanlarına giden her gemiyi durdurmaya karar verdiler. ABD ve İngiltere (Yemen’i
hedef alarak) kötü bir karar verdi.’’ yorumunu yaptı./tesnim. Rasthaber
26.01.2024
Joe
Biden, ABD'nin İsrail rejiminin Gazze Şeridi'ne karşı sürdürdüğü soykırım savaşına
yardım etmesi nedeniyle, soykırıma suç ortaklığı yapmaktan dava edilen ilk
Amerikan başkanı olarak tarihe geçti.
Davanın
ilk duruşması Cuma günü Kaliforniya Oakland'daki federal adliyede görüldü. New
York merkezli bir hukuki savunuculuk kuruluşu olan Anayasal Haklar Merkezi
(CCR) tarafından Kasım ayı ortasında açılan davada, insan hakları kurumları ve
Filistinli ABD vatandaşları davacılar arasında yer aldı.
CCR,
davayı Gazze'nin güneyindeki Han Yunus şehrinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde
doktor olan Dr. Omar Al-Najjar'ın yanı sıra Filistinli insan hakları grupları
Uluslararası Çocuklar için Savunma - Filistin ve el-Hak adına açtı. Davada ayrıca
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken da yer alıyor.
Amerika
Birleşik Devletleri savaşa topyekun askeri ve siyasi destek sağlıyor. Rejimi 10
bin tondan fazla askeri teçhizatla silahlandırdı ve İsrail saldırganlığının
durdurulması çağrısında bulunan tüm Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarının
onaylanmasını engelledi.
Dava
dilekçesinde, "Eğer bir soykırımın ortaya çıkmasını engellemeye yönelik
yasal sorumluluk bir anlam ifade ediyorsa - aslında hukukun üstünlüğünün bir
anlamı varsa - mahkemelerin bu temel uluslararası hukuk ilkelerini uygulama
konusunda bir rol ve sorumluluğa sahip olması gerekir" ifadeleri yer alırken,
"Çok daha fazla insanın hayatı tehlikede." denilerek İsrail'in soykırıma
devam ettiği vurgulandı. Cuma günü, BM'nin en yüksek mahkemesi olan Uluslararası
Adalet Divanı (UAD), İsrail rejimine Gazze'deki soykırımı önlemek için yetkisi
dahilindeki tüm tedbirleri alması talimatını verdi/milligazete. Rasthaber
28.01.2024
Büyük Baba GZ: 1Ps 42/23s – 49
Haci BAYAZIT
Possingergasse 65, 17 / 16
1160 Wien Wien, 06.02.2024
BEZIRKSGERICHT LEOPOLDSTADT
Taborstraße 90 – 92
1020 Wien
PFLEGSCHAFTSSACHE:
Küçük Person
Yarber(Caber)
Bayazit
Geb.
03.07.2020
Konu:
Leopolstadt Bölge Mahkemesi, Bölüm 1
KJH'nin açıklamasına 14 gün içinde
yanıt verebilirsiniz. 18 Aralık 2023 tarihli başvurunuzla ilgili olarak, yapmış
olduğunuz iletişim hakkı başvurunuzun‘da bir gerekçe bulamadığımızdan dolayı
hemşirelik mahkemesi tarafından savcılığa veya baroya iletilemediğimizi
bildirirz… Elbette savcıya gerçekleri açıklayan bir başvuru sunmakta
özgürsünüz.
Dr. Judith Löwy, Richterin.
Wien,
10. Jänner 2024 tarihli kararını cevaplama ile torunumun bir an evvel
ailesi/bize verilmesi ile Ruhen ve fiziken rahatsızlığımızın giderilmesi.
Sınır ötesi uzantılı ve sokırım içerikli davalar süre aşımına
tağbi değildir devamlı güncelliğini muafaza eder.
1) Sınır ötesi bağlantılı ve soykırımla ilgili davalar zamanaşımına tabi değildir ve her zaman güncel kalır.
2) Aile
Çocuklarım ve Torunlarımın Türkiye ile bağlantılı dava nedeni ile mağdur olduğumuz
ve mağduriyetimizin devam ettiğini; ANYASA MAHKEMESİ’ne 17.Ocak.2024 tarihin’de Başvuru ile bildirdim.
3) Ayrıca Pflegschaftsgerichte hatirlatmak
isterim: Türkiye bağlantılı patlayan kanalizasonun pisliğinden dünya halkı bir sene öncesine kadar 35 santim maske icerisine hapis olmustu.
Eğer bir Ehl-i Beyt evladı, Çocukları-torunları ile gerekli
mücadeleyi vermemiş olsa idi; milyonlarca insan solunum yolu bağlantılı kronik
hasta olmuş idi.
Torunumdan ayrı kalmanın üzüntüsü ve
huzursuzluna gerekli yasal tedbirlerin alınarak son
verilmesini rica ediyorum.
Haci Bayazit
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres,
BM Güvenlik Konseyi'nin tarihindeki en kötü bölünmeyi yaşadığını söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin jeopolitik farklılıklar nedeniyle kilitlendiğini ve Güvenlik Konseyi'ndeki mevcut bölünmenin tarihteki en kötü
bölünme olduğunu söyledi.
Guterres açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Küresel barış konularının ele alındığı ana platform olan BM Güvenlik Konseyi jeopolitik farklılıklar nedeniyle kilitlenmiş durumda. Bu Konsey'de ilk kez yaşanan bir bölünme değil. Ancak bu seferki en kötüsü. Mevcut işlevsizlik daha derin ve daha
tehlikeli. Soğuk Savaş döneminde iyi işleyen mekanizmaların süper güç ilişkilerinin yönetilmesine yardımcı olduğunu söyleyen Guterres, günümüz çok
kutuplu dünyasında bu tür mekanizmaların bulunmadığına inandığını belirterek, "Dünyamız bir kaos çağına girmiştir" dedi.
Guterres,
"Sonuçlarını görüyoruz: tam bir cezasızlıkla birlikte tehlikeli ve öngörülemez
bir kanunsuzluk. On yıllar süren nükleer silahsızlanmanın ardından devletler nükleer
cephaneliklerini daha hızlı, daha gizli ve daha isabetli hale getirmek için yarışıyor. Yeni potansiyel çatışma alanları ve silahlar herhangi bir çerçevenin dışında geliştiriliyor, birbirimizi öldürmek ve
insanlığın kendini yok etmesi için yeni yollar yaratılıyor" dedi. Rasthaber 07.02.2924
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei bugün İran hükümet yetkilileri ile bir araya geldi. İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei Meb’es (Biset) Bayramı münasebetiyle bugün Tahran'daki İmam Humeyni (r.a) Hüseyiniyesi'nde İran hükümet yetkilileri ve çeşitli kurumların üst düzey yöneticileri ile bir
araya geldi.
İmam Hamanei’nin konuşmasının önemli başlıkları şöyle:
Tüm İran halkının ve tüm dünya Müslümanlarının Meb’es Bayramını tebrik ediyorum. Meb’es Bayramı tarihteki en büyük olayın hatırlatıcısıdır.
Tarih boyunca dünyada insanlığın başına gelen en kutlu ve en büyük olayın, Peygamber’in (s.a.a) bi’seti olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bi’sette, hem dünya hem de ahiret saadeti ve mutluluğunun daimi, nihai ve kâmil reçetesi verilmiştir. Bugün bizler bi’setin muhataplarıyız. Bi’set bizim aramızda da devam etmektedir. Yani şu an Peygamber (s.a.a) bizleri eğitmekte ve tezkiye etmektedir. Şu an muhataplar bizleriz. Bizler bi’setin muhataplarıyız. Bu insanlık tarihi boyunca da olacaktır, insanlık her zaman Peygamber’in (s.a.) eğitim ve tezkiyesinin muhatabı olacaktır.
Peygamber nasıl o gün insanları putlardan uzak durmaya ve putları kırmaya davet ettiyse, bugün de aynı hitap mevcuttur. İlk put kendi putumuzdur, içimizdeki puttur, nefsimizin putudur. Önce
kendimizi düzeltmemiz lazım. Öncelikle toplumumuzu düzeltmemiz gerekiyor. Bu, Peygamber’in (s.a.a) talebi ve İslam'ın bizden istediği görevdir. Eğer biz düzelirsek, İslam'ın düzgün bir örneğini insanlığa gösterirsek, bunun kendisi zaten bir çekiciliğe sahiptir ve insanları cezbeder.
İslam İnkılabı Bi’set mesajına icabet etmenin ve İmam’ın (r.a) halk tarafından davet edilmesinin bir sonucudur. Gelecekte de halkımız Allah'ın yardımı ve inayetiyle doğru yolda ilerlemeye devam edecektir. Peygamber'in (s.a.a) çağrısına icabet devam ettiği sürece, büyüme ve gelişme de devam eder ve bu sadece manevi ve uhrevi boyutla sınırlı değildir ve dünya ve ahiret hayatının en güzel örneğine ulaşılabilir. Zulüm, sapkınlık ve cehalet dolu karanlık bir ortamda bi’setin yükselmesi ve o dönem dünyanın bütün büyük medeniyetlerinde sapma
ve çöküş alametlerinin ortaya çıkması olağanüstü bir olaydır.
Bi’set programı, dar maddi çerçeve içine hapsolmuş insanın gayb ve ilahi alemle irtibat yolunu
açmak ve sonra kusurları gidererek, çirkinliği, kötülüğü ve batılı ortadan kaldırarak yani tezkiye ederek onu yüceltmek ve büyütmektir. Tezkiye, bireyin
ve toplumun işlerini tüm politik, ekonomik ve sosyal boyutlarda yeniden düzenlemek ve
her türlü adaletsizliği ve sınıf ayrımını ortadan kaldırmak için kapsamlı bir harekettir. Tezkiye, insanın ve toplumun eğitiminin temelini oluşturur, böylece toplumu bilgi ve maneviyat açısından zenginleştirerek kişi İslam'a uygun hale getirilebilir.
Günümüz dünyasında zulüm ve adaletsizlik giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durumdan kurtulmak ve insanların hayatlarını iyileştirmek, Peygamber'in (s.a.a) çağrısına icabet etmeye, nebevi tezkiye ve öğretilerden yararlanmaya bağlıdır. Bizim sorumluluğumuz kendimizi geliştirmek ve ülkeyi İslam’a göre yönetmektir.
Gazze’de yaşanan olaylar bir insanlık trajedisidir. Bugün Amerika, İngiltere ve birçok Avrupa ülkesi ve
onların takipçileri Siyonist rejimin cani ve kanlı ellerinin arkasındadır. Buradan mevcut dünya düzeninin geçersiz ve sürdürülemez olduğunu ve yok olacağını anlayabiliriz.
Hastanelerin
bombalanması ve Gazze'de yaklaşık 30 bin kişinin öldürülmesi Batı kültürü ve medeniyetinin rezaletini göstermektedir. Bu suçların arkasında Amerika'nın parası, silahları ve siyasi yardımları vardır ve Siyonistlerin de itiraf ettiği gibi onlar ABD silahları olmadan savaşı bir gün bile sürdüremezler, dolayısıyla bu acı olayda Amerikalılar da suçludur ve sorumludur. Gazze krizinin sona ermesinin çözümünü
Batı yanlısı dünya güçlerinin bu meseleden çekilmesidir. Filistinli savaşçılar, sahayı yönetebilecek kapasitededir ve bugüne kadar sahayı iyi bir şekilde yöneterek sert bir darbe almamışlardır. Hükümetlerin görevi siyasi, medya
ve silah yardımını kesmek ve Siyonist rejime ürün ve mal göndermemektir. Milletlerin
görevi de bu büyük görevi yerine getirmeleri için hükümetlere baskı yapmaktır.Rasthaber 08.02.2024
İran: Uluslararası Adalet Divanı, Filistin'in İşgaline
Karşı Karar Alarak Tarihe Geçebilir
Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in
işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele
alındığı duruşmalarda yer alan İran, mahkemeden İsrail'in Filistin işgaline karşı
karar alarak tarihe geçmesini istedi.
Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki
Barış Sarayı'nda faaliyetlerini yürüten UAD'de İsrail'in işgal ettiği Filistin
topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalar
sürerken, bu duruşmalarda İran adına söz alan Dışişleri Bakan Yardımcısı Rıza
Necefi, BM kurumlarının da tespit ettiği üzere Gazze'deki durumun vahim olduğuna
ve gün geçtikçe şartların ağırlaştığına dikkati çekti.
Divan'ın vereceği görüşün Filistinlilerin kendi kaderini tayin
haklarını kullanabilmesi için çok önemli olduğunu, danışma görüşü verebilmesi
için yetkisinin bulunduğunu ifade eden Necefi, “Bu mahkeme, Filistin halkının
kendi kaderini tayin hakkını destekleyen ve Filistin'in uzun süredir devam eden
yasa dışı işgalinin sona erdirilmesine yardımcı olabilecek önemli bir tavsiye
kararı vererek bir kez daha tarihe geçebilir” dedi.
Necefi, İsrail'i Filistinlilerin kendi
kaderlerini tayin hakkını engellemekle, işgal ettiği yerlerin demografik yapısını
ve Kudüs'ün statüsünü değiştirmekle, Filistinlilere yönelik ayrımcı ve ırkçı
uygulamalar geliştirmekle ve Filistinlilerin doğal kaynakları üzerindeki
hakimiyet haklarını engellemekle suçladı.
İsrail'in Filistin'i işgalinin, bu
dönemin en uzun süren işgali olduğunu vurgulayan Necefi, uluslararası hukuka
göre işgal edilen yerlere kendi nüfusunu yerleştirmenin yasaklandığını hatırlattı.
Necefi, Filistin topraklarındaki yasa dışı Yahudi yerleşimlerin,
Filistinlilerin yurtlarından zorla sürülerek şiddet yoluyla kurulduğunu
söyledi.
İsrail'in birçok yasal düzenleme ve uygulamasının,
işgal ettiği topraklarda Filistin halkına yönelik ayrımcı bir rejim kurduğunu
gösterdiğine dikkati çeken Necefi, apatheidin ciddi bir suç ve uluslararası
hukuka aykırı olduğunun altını çizdi.
Filistinlilerin doğal kaynakları
üzerindeki egemenlik haklarının, kendi kaderlerini tayin hakkının ayrılmaz
parçası olduğunu ifade eden Necefi, bu kaynakların Filistin halkı için kullanılması
gerektiğini vurguladı.
Devletlerin İsrail'in bu ihlallerine
destek olmama ve yardım etmeme yükümlülüklerinin bulunduğunu hatırlatan Necefi,
BM kuralları gereği işgali ve hukuka aykırılıkları tanımama yükümlülüklerinin
olduğuna dikkati çekti. İsrail'in Gazze saldırılarına değinen Necefi, “İsrail,
günde ortalama 250 Filistinliyi öldürüyor ki bu rakam, son yıllardaki diğer
bütün büyük çatışmalardaki görülen günlük ölü sayısını aşıyor” dedi. Necefi, İsrail'e
destek veren ülkelerin, başta bu desteği kesmek suretiyle soykırımı önleme
yükümlülüklerinin bulunduğunu ifade etti.
“BM Güvenlik Konseyinin eylemsizliğinin
ya da yetersiz eyleminin, Filistin topraklarının uzun süreli işgalinin ana
nedenlerinden biri olduğunu iddia ediyorum. İsrail rejimi tarafından neredeyse
80 yıldır işlenen tüm zulüm ve suçlar, bu eylemsizliğin bir sonucudur. Bugün
bile Güvenlik Konseyi, belli bir daimi üyenin neden olduğu çıkmaz nedeniyle
felç olmuş durumdadır" diyerek ABD'yi eleştirdi.
Necefi, şunları kaydetti:
Birleşmiş Milletlerin diğer ilgili
organları da insan hakları ihlallerini izlemek, belgelemek ve faillerin adalet
önüne çıkarılmasını kolaylaştırmakla yükümlüdür. Sadece bu gerçek bile Divan'ın,
Güvenlik Konseyine Şart'a dayalı yükümlülüğünü hatırlatmasının ne kadar elzem
olduğunun altını çizmektedir. Böyle bir yükümlülüğün toplantılar düzenleyerek
ya da bazı önemli usul kararları çıkararak yerine getirilemeyeceği de açıkça
belirtilmelidir. Aksine BM Şartı'nın yedinci bölümü kapsamında bağlayıcı ve
kesin kararlar alınmasına ihtiyaç vardır. Bu kararların İsrail tarafından tam
ve hızlı bir şekilde uygulanmasını sağlayacak bir takip mekanizması da kurulmalıdır"
BM Genel Kurulu, UAD'den görüş istemişti
BM Genel Kurulu, 30 Aralık 2022 tarihli kararında UAD'ye, Divan
Statüsü'nün 65. maddesine dayanarak 1967'deki savaştan bu yana İsrail'in
Filistin'deki işgalinin hukuki neticelerine ilişkin iki soru yöneltti.
BM Genel Kurulunun Divan'dan cevaplarını talep ettiği sorular şu
şekilde:
1- İsrail'in, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını
sürekli olarak ihlal etmesinin, işgali sürdürmesinin, 1967’den bu yana Filistin
topraklarındaki yerleşim ve ilhak faaliyetlerinin, Kudüs’ün demografik yapısını,
karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik faaliyetlerinin ve ilgili ayrımcı
mevzuat ve tedbirleri kabul etmesinin hukuki sonuçları nelerdir?
2- İsrail'in, ilk soruda belirtilen
uygulamaları, işgalin hukuki statüsünü nasıl etkilemektedir ve bu durumun tüm
devletler ve Birleşmiş Milletler için doğurduğu hukuki sonuçlar nelerdir? Danışma
görüşü talebi, 17 Ocak 2023'te BM Genel Sekreteri tarafından UAD'ye ulaştırılırken
Divan, BM üyesi devletlere ve Filistin'e danışma görüşü istenen sorular hakkında
yazılı ve sözlü beyanda bulunma haklarına ilişkin bildirim yaptı.
Danışma görüşünün etkisi ne?
UAD'nin verdiği danışma görüşleri, her ne
kadar bağlayıcı olmasa da birçok devlet ve kuruluş tarafından dikkate alındığı
ve verilen görüşe uygun hareket edildiği belirtiliyor. Divan'ın, İsrail'in
Filistin topraklarında inşa ettiği duvara dair 2004'te verdiği danışma görüşünde
duvarın hukuka aykırı olduğunu tespitinin ardından birçok devlet ve şirketin,
söz konusu duvarın inşasına katkı sunmaktan imtina etmesi, İsrail'e sattıkları
inşaat malzemelerinin duvarın yapımında kullanılmaması şartını koyması dikkati
çekiyor. UAD'nin görüşünün, işgalin uluslararası hukuka aykırılığı yönünde
olması durumunda İsrail üzerindeki baskının artması ve ona açıkça destek veren
ülkeleri uluslararası toplum tarafından tutumlarını gözden geçirmeye zorlamaları
muhtemel. Rasthaber 22.02.2024
Ahlaksız ABD Dışişleri Bakanı’ndan “Anne Baba” Yasağı
ABD Dışişleri Blinken'ın
personeline gönderdiği notta sözde cinsiyetçi olarak değerlendirdiği ifadelerin
kullanılmamasını istediği öğrenildi. Blinken'ın yasakladığı ifadeler arasında
'anne ve baba' bile bulunuyor. ABD'li yayın kuruluşu FOX News Channel'in
haberine göre ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanlığı
personellerine gönderdiğini notta "cinsiyetçi" olarak nitelendirdiği
kelimelerin kullanılmaması talimatı verdi.
ANNE VE BABA DEMEYİ DAHİ CİNSİYETÇİ
BULDU
Haberde Blinken'ın yasakladığı
ifadeler arasında şunlar geçiyor:
Manpower (Erkek gücü/ insan gücü
olarak çevrilebilir)
You guys (guy erkek çocuk anlamına
gelmektedir)
Ladies and gentleman (Hanımlar ve
beyler)
Mother and father (Anne ve baba)
Son and daughter (oğul ve kız çocuğu)
Husband and wife (Koca ve karı)
Ayrıca Blinken'ın İngilizce'de
cinsiyet belirten he ve she zamirleri yerine ze ve zir zamirlerinin kullanılmasını
istediği öğrenildi.
Blinken'ın
cinsiyetçi bulduğu ifadeler arasında anne ve babanın bile olması tartışma yarattı
ve tepkiye neden oldu/aydınlık.Rasthaber 24.02.2024
İmam Zamanın(a.s) askeri olmak için
kendinizi hazırlayın!
İmam‘ın askeri olmak kolay bir iş değil. O büyük kurtarıcın
askeri olmak…Dünyanın bütün güç ve fesat merkezlerine karşı savaşmaktır! Bugün
bizim sorumluluğumuz budur! O yolu takip edin, İmam’ın zuhru için hazırlanın! İmam
Seyyid Ali Hamenei @meftunehlibeyte 08.03.2024
Büyük Baba GZ:
1Ps 42/23s – 54
Haci BAYAZIT
Possingergasse
65, 17 / 16
1160 Wien Wien,
04.03.2024
BEZIRKSGERICHT
LEOPOLDSTADT
Taborstraße
90 – 92
1020 Wien
PFLEGSCHAFTSSACHE:
Küçük Person
Yarber (Cabir) Bayazit
Geb. 03.07.2020
Aşağıda belirtilen şikayetimde Leopoldstadt Bölge Mahkemesinin (20 Şubat
2024/15 Şubat 2024 tarihli) 1Ps 42/23s – 54 kararına itiraz ediyorum.
İ T İ R A Z
Viyana Yüksek
Bölge Mahkemesine
Leopoldstadt Bölge Mahkemesinde (20 Şubat 2024-15 Şubat 2024)
1Ps 42/23s - 54, karara itiraz ediyorum; Çünkü bu eylem... Ehl-i Beyt'in
çocuklarını sınır ötesi bağlantılar ile alıkoymayı (miraslarını çalmayı) amaçlıyor.
Ancak, Allah'ın dini ve neslin devamı için dilediği manevi ve fiziki soy bağıyla devam eden dünyanın sosyal hazinesi olan
miras, alıkonulamaz,
çalınamaz.
Bu gelişmenin
sarsılmaz kanıtı;
Ek 1, görüldüğü gibi 19 Eylül 2022 tarihinde,
Dünyadaki
savaş ve kaos, insanların ateşe/günaha
sürüklenmesi sebebiyle küresel ısınma/iklim
değişikliği;
pisliği dışarı
attığı kanalizasyonu yoluyla hayvanlardan daha aşağı mahluk iki adamın cinsel
tatmini (cinsel sapkınlık) ile; CoWid
19 gibi virüslerin üretildiği taşıyıcı/teknolojik
iletişim ile yayıldığı mutfağın gerekli mücadele ile ifşa edilerek berteraf
edilmesi sonucunda; İnsanları
hapseden 30 santimetrelik maskenin kaldırılması.
“Viyana'da
Türkiye'ye bağlı şeytanın yardımcı hizbi; 28 Ocak
2023'te yazdığım tweet'e düşman
olarak "gençlik dairesini şeytani entrikalarına alet ederek" torunumu çalmaya çalıştı...
“Emekli korgeneral, Erdoğan Karakuş İran'ın Türkiye'ye
yönelik hain hamlesini kamuoyuna anlattı. Yeni Akit 28
Ocak 2023
Beynelmilen
fitnenin maşası olan
adam;
alemlerin
emniyeti islamın ana üssü olan İran İslam Cumhuriyeti; Devleti çökmüş, ülkesi yağmalanmış, “yüzde 100 yerli bisiklet dahi üretemeyen, ihraç ettiği kanepenin kauçuğunu ithal eden” Türkiyeyimi düşman olarak görüyor? @hacibayazıt 28 Ocak 2023”
Leopoldstadt Bölge Mahkemesi'nin 10 Ocak 2024 tarihli
kararında 1Ps 42/23s – 49; 17 Ocak 2024'te dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne bildirdim, çünkü Türkiye'ye bağlı Wiende'deki şeytanın hizbi grubun “kızımı ve annesini esaret altına
alarak” zayıflık
ve korku ile zihinsel ve fiziksel olarak kendi amaçları doğrultusunda sürüklediğini deliller ile anladım ve isbatı mümkündür.
B A Ş V U R U
Viyana Yüksek
Bölge Mahkemesine,
Kızım psikolojik saldırıya uğruyor; Çelişkili fiziksel ve sözlü ifadeleri bu duruma tanıklık ediyor; Torunum (Cabir) Yaber Bayazit, benim manevi ve maddi
neslimin, ailemin ve mirasımın
sahiplerinden biridir.
Ekte sunduğum belgelere göre torunumun dedesi olarak
bana veya babası Mervan Ahmad'a iadesini talep ediyorum.
Haci Bayazit
Haci Bayazit
Wien, 08.03.2024
Possingergasse 65, 17 / 16
1160
Wien
GISA Zahl: 36813438
+43 (0) 664 750 54 444
E-Mail: haci.bayazit54@gmail.com
İnternet: www.islamdairesi.com
Universität Innsbruck
Institut für Islamische Theologie und
Religionspädagogik
Karl-Rahner-Platz 1, Zimmernummer 218
6020 Innsbruck
Sehr geehrter Damen und Herren
İstenilen gerekli zorunlu İklim Değişimi ile Mücadele
kapsamında faliyet alanı için,
“Gereinigte
Halal-Bio-Lebensmittelproduktion“ Zertifikiat almak için
kurumunuza başvuruyorum.Veya Kurumunuz üzerinden gerekli
yasal düzenleme için hukuki yola yönlendirilmeyi tapep ediyorum.
Açıklama: Helal ile Bio üretimi manen fikren ve fiziken “Gereinigte” 3 gelişmenin
uyumlu örtüşmesi ile birbirini tamamlar.
Helal: Toprağın üzerinde yetişen canlının insanda'ki (yaratılış sırrı ve sınırını aşmadan) merhamet duygusunun korunması için yenen
besin-gıda-Bio ile aslına uygun
mayalanmasına bağlı gelişmesi, dünyada sosyal ve adalet düzenini sağlar.
Bio: Toprağın içinde kendi çapında "Aşk" ile dönüp gelişen çekirdeğin; insan ve canlının yaşamı için besine dönüşmesi ile
aslına uygun tohumu mayalandırır yaratılış sınırlarına uyumlu dünyanın iktisadi ve üretim düzenin’de gelişmeyi sağlar.
Birisi olmaz ise diğeri eksik ve istismar edilmeye açık olur... yani,
insan ve canlının yaratılış sınırları içerisinde aslına uygun gelişmesi ve korunması Helal/Bio aslından sapıtılıp istismar edilir. Bu gelişmeye bağlı, "rahmet ve bereket" kalkar sosyal ve
iktisadi düzen bozulur... dünyanın sosyal hazinesi dinin
ve neslin güvencesi çocuklar kaygan bir zemine sürüklenir.
Helal ile Bio üretiminin manen fikren ve fiziken “Gereinigte” 3 uyumlu gelişmenin örtüşmesi ile, birbirini tamamlayan deliller.
1)(Haci Bayazit
27.08.2009) yıl 2011 Mahkemeye yansımış belgeye bağlı devletlerin İklim Değişimi ile Mücadeleye
imza vermesi.
2) kalem yani benim, menen fikren ve
fiziken hazırlanışım.
3) Küresel ısınmaya bağlı iklim değişimi ile CoWid 19
Virüsü hazırlayan mutfağın berteraf
edilmesi sonucu, dünya halkını 30
santim maske içine hapseden maskenin kaldırılması.
Saygı ve samimietim ile
Haci Bayazit
Mit 3 Beilage
Tarih
1)Haci Bayazit
Wien,
27.08.2009
2)Verfassungsgericht
Wien,
17.01 2024
3)Generalsekretariat der Vereinten Nationen
United Nations Wien Wien,
19.09.2022
“Filistin Davası ve Gazze Meselesi Bir İmtihan
Vesilesidir"
Bismillahirrahmanirrahim
Allah dinini koruyup
kemale ulaşması için birilerini seçip onlara bir misyon yüklemiştir.
Allah dinini koruması
için herkesi seçmez. Bu yolda iman edip, malını, kanını ve canını feda edecek
müminleri seçer. Dilde iman edip amelde munafıkca davrananları değil. Filistin
davası ve Gazze savaşı/soykırımı bir imtihan meselesidir. Zuhura doğru ilerleme
sürecinin bir aşamasıdır.
Allah-u Teala zuhurun ortamını hazırlayacak müminleri direniş
cephesi ekseninde toplamıştır. Çeşitli milletlerden mücahitlerle evrensel bir
grup oluşmaktadır.
İlahi irade, günümüzde Velayet ekseninde Yemen, Hizbullah, Haşdi
Şabi ve onlarla beraber olan halkları seçmiştir. Özellikle Yemen’in gayretli
halkı bu misyonu üstlenmeye herkesten daha çok layık olduğunu göstermişdir.
Allah bu yüce görevi kendini mücadeleye hazırlayan halklara vermiştir. Başta
Yemen halkı olmak üzere direniş cephesi bileşenleri diğer ülke halkları için
bir semboldür. Mazlum, fakir ve mahrum yemen halkının gösterdiği fedakarlık başka
ülke halkları için bir örnektir. Mücadeleden kaçmak için hiç bir ülkenin, hiç
bir topluluğun ve hiç kimsenin bahanesi kalmamıştır.
Allah, liyakati olmayan topluluklara, ülkelere görev
vermez. Layık olmayanlara dinini savunacak, kemale ulaştıracak, zalimin karşısında
duracak görevler vermez.
Allah-u teala bu mücahidlere, Amerika, Siyonist rejime karşı yiğitçe
savaşma misyonunu yüklemiş ve gaybi yardımlarla destekelemektedir.İlahi misyonu
ve vazifeyi yüklenmek için basiret ve cesaret gereklidir, sadece iman yetmez. Kızıldeniz'de
ABD, İngiliz ve siyonist gemilerini vurmak cesaret ister, yürek ister, iman
ister. Silahı olanlar, gücü olanlar, devleti olanlar adları müslüman da olsa
cesaretleri olmadığından bir kurşun dahi sıkamıyorlar.
Bu furkan savaşında dışta kalıp peygamber zamanındaki münafıklar
gibi savaşın sonucunu bekleyenler, ya güçlünün yanında yer almış ya da kim
kazanırsa onun yanında yer almayı planlıyorlar. Yalancı slogan ve boş laflarla
siyonistlere bağıranlar, Siyonist rejimle irtibat ve ilişkilerini devam
ettirenler kaybetmiştir. Onlar zaten Allah(cc) bu misyonu onlara vermediği
zaman kaybetmişlerdi. Müslümanların çoğu kaybetmiştir, zalim ve tağutların yanında
durdukları için kaybetmişlerdir.
Siyonistlere yardım edenler bunun bedelini hem bu dünyada hem de
ahirette ödeyeceklerdir. Herkes yaptığının bedelini ödeyecektir. Nifak, fırsatçılık
ve iki yüzlülük kimsenin yanına kar kalmayacaktır.Bugün artık imtihan günüdür,
safların belirlendiği gündür. İki saf vardır; Amerika, siyonist rejim, Avrupa
ve yandaşlarından oluşan KÜFÜR cephesi diğer ise Allah’ın(C.C) cihad misyonunu
yüklediği DİRENİŞ cephesi.
Sayının azlığı çokluğu, güç, silah, paranın kimde olduğu önemli
değildir. Kime dayandığınız önemlidir. Allah‘a tevekkül eden nice küçük gruplar
vardır ki büyük gruplara, güç sahiplerine galip gelmiştir.
Zuhur yaklaşmaktadır, emin olun bizim bu asrımızda gerçekleşecektir.
Şimdiden safını ve tarafını belirlemeyen o zaman kaybedecektir.
Rabbim bizleri görev yüklediği direniş cephesinin yanında
bulunmaya karar versin. Zuhura ortam hazırlayanlardan karar kılsın. Rasthaber
09.03.2024
İmam Hamanei, Yeni Yılın İsmini Açıkladı
İslam İnkılabı
Rehberi İmam Hamanei,1403 Hicri Şemsi yılını “Halkın
katılımıyla üretimde sıçrama“ yılı olarak adlandırdı.
İmam Hamanei, Nevruz Bayramı münasebetiyle Tahran'daki İmam
Humeyni (r.a) Hüseyiniyesinde yaptığı konuşmada, Nevruz Bayramı’nı İran halkına
tebrik etti.
İmam Hamanei, geçen yıl İran’da kaydedilen ilerlemelere değinerek,
“Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, altyapı alanında üretim, halkın özellikle ‘Kudüs
Günü’ ve ‘İslam Devrimi Zaferi yıldönümü’ etkinliklerine kapsamlı katılımı,
seçimlerin başarılı bir şekilde yapılması ve hükümetin çeşitli ekonomik ve
siyasi alanlardaki faaliyetleri bu ilerlemeler arasında yer alıyor” dedi.
İnsanların ekonomik ve geçim sorunlarını geçtiğimiz yılın acı
haberler arasında yer aldığını belirten Ayetullah Hamanei, “Şehit Süleymani'nin
şehadet yıldönümünde Kirman'da yaşanan terör saldırısı, Sistan ve Beluçistan’da
yaşanan sel felaketi geçtiğimiz yılın diğer acı olaylarıydı. Ancak Gazze’de yaşananlar
son bir yılda meydana gelen en acı olaydı” ifadesini kullandı.
Yeni yılda da İran'ın temel meselesinin ekonomik sorunlar olduğunu
belirterek, "Ülkenin ‘enflasyon’, ‘istihdam’ ve ‘ulusal para biriminin değeri’
başta olmak üzere ekonomik sorunlarının çözüm yolu ‘üretim’den geçmektedir. Bu
nedenle son yıllarda üretim konusuna ağırlık verilmiştir” ifadelerinde bulundu.
Yeni yılda da üretim konusuna odaklanan olacağını belirten
Devrim Lideri Ayetullah Hamanei, 1403 Hicri Şemsi yılını "Halkın katılımıyla
üretimde sıçrama" yılı olarak adlandırdı./mehr Rasthaber 20.03.2024
"Eğer
ölmem gerekiyorsa, hikayemi anlatmak için sen de yaşamalısın..."
Geçtiğimiz Aralık ayında İsrail güçleri tarafından şehit
edilen Filistinli şair ve entelektüel Refaat Al-Areer'in sözleri İrlanda'nın
Belfast şehrinin duvarlarında dolaşıyor. Mustafa Uzun x 21.03.2024
Zuhur Asrı kitabının
yazarı Allame Korani'nin,
henüz
Filistin meselesi tartışılırken ve Aksa Tufanı savaşı başlamadan önce, yani
yaklaşık bir yıl önce yaptığı ilginç analiz...
Sizce İsrail'in yıkımı ne zaman olacak? (1)
Allame Korani: İsrail’in yok oluşunun “ilk aşaması“
zuhurdan öncedir. Yani İran ve İsrail arasında bir savaş olacak ve İsrail bir
süre sonra ateşkes isteyecek ve İran’ın taleplerini kabul edecek. Filistin
topraklarında Yahudüler ve Araplar için referandum yapılacak.
Arap
demokratik hükümeti kurulacak, bu hükümeti Filistinliler kuracak
ama
(insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında
yardımcı hizbinin yatağı) Batı iş Sufyani’ye varıncaya kadar rahat bırakmayacaklar…
(süfyani Suriye’de direniş güçlerince tarihe gömüldü batı tehlikenin farkına
vardı.) @makimillan 313, 23.03.2024
BM Genel Sekreteri’nin Açıklamaları İsrail'i Çılgına
Çevirdi
Birleşmiş Milletler
(BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Refah Sınır Kapısı’nda yaptığı
"Silahları susturmanın zamanı geldi" açıklaması İsrail'i çılgına
çevirdi. Benny Gantz, "BM, Hamas'ın terör kolu haline gelmiştir"
dedi.
BM Genel Sekreteri
Antonio Guterres, Mısır temasları kapsamında Gazze'ye yardımların gönderildiği
Refah Sınır Kapısı’nı ziyaret etti.
'MÜSLÜMAN TOPLUMLARA IŞIK TUTMAK ÜZERE BİR DAYANIŞMA MİSYONU ÜSTLENDİM'
Burada BM'nin insani
yardım çalışanlarıyla bir araya gelmesinin ardından açıklamalarda bulunan
Guterres, "Mülteciler Yüksek Komiseri olarak görev yaptığım dönemden bu
yana her yıl Ramazan ayında zor durumdaki Müslüman toplumlara ışık tutmak üzere
bir dayanışma misyonu üstlendim. Bu Ramazan, Refah Sınır Kapısı’na Gazze’deki
Filistinlilerin çektiği sıkıntılara, acılara ve bu sıkıntıları
hafifletilmesinin önündeki engellere dikkat çekmek için geldim” dedi.
'SİLAHLARI SUSTURMANIN ZAMANI GELDİ'
Sabah saatlerinde El Ariş’te bir hastaneyi ziyaret ettiğini ve
yaralı Filistinliler ve aileleriyle bir araya geldiğini belirten Guterres, “Onların
hikayeleri, yaşadıkları ve katlandıkları tüm zorluklar ile Mısır’ın ve Mısır
halkının cömertliği ile dayanışması karşısında son derece duygulandım. Tekrar
söylüyorum: Hiçbir şey Filistin halkının toplu olarak cezalandırılmasını haklı
gösteremez. Şimdi her zamankinden daha acil bir insani ateşkes zamanıdır.
Silahları susturmanın zamanı geldi. Gazze’deki Filistinliler, kesintisiz bir
kabusun içinde sıkışıp kaldılar. Topluluklar yok edildi. Evler yıkıldı. Bütün
aileler ve nesiller yok edildi. Açlık ve kıtlık halkın peşini bırakmıyor”
ifadelerini kullandı.
Ramazan’ın merhamet, kardeşlik ve barış değerlerini yayma zamanı
olduğunu vurgulayan Guterres, “Gazze’deki Filistinlilerin aylardır çektiği
bunca acıdan sonra İsrail bombaları hala düşerken, kurşunlar hala havada uçuşurken,
toplar vurmaya devam ederken ve insani yardım hala engel üstüne engelle karşılaşırken,
Ramazan’ı kutluyor olmaları korkunç bir durum. Ramazan ayında sizlerle birlikte
oruç tutarken, Gazze’de pek çok insanın düzgün bir iftar yapamayacağını bilmek
beni derinden üzüyor” şeklinde konuştu.
Guterres, kapının
bir tarafında uzun yardım kuyruklarının diğer tarafında ise açlığın olduğuna
dikkat çekerek, “Bu trajik olmaktan öte bir şey. Bu ahlaki bir rezalettir. Daha
fazla saldırı her şeyi daha da kötüleştirecektir. Filistinli siviller,
rehineler ve bölgedeki tüm insanlar için daha kötü. Tüm bunlar, acil bir ateşkes
zamanından çok daha fazlası olduğunu gösteriyor. Tekrar söylüyorum. İsrail’in
Gazze’ye insani yardım malzemelerinin tam ve sınırsız erişimine yönelik kesin
bir taahhütte bulunmasının zamanı gelmiştir” dedi.
TÜM BM ÜYELERİNE ÇAĞRI
Konuşmasında Ramazan’ın merhamet ruhuna değinen Guterres, “Bu
ruha uygun olarak, tüm esirlerin derhal serbest bırakılmasının zamanı gelmiştir.
Ayrıca, BM’nin tüm üyelerini Gazze’deki yardım operasyonlarının bel kemiği olan
UNRWA'nın hayat kurtaran çalışmalarını desteklemeye çağırıyorum. Yardım akışını
kolaylaştırmak için Mısır’la birlikte çalışmaya devam etmeyi sabırsızlıkla
bekliyor. Mısır’ın Gazze halkını desteklemek için gösterdiği çabayı takdirle
karşılıyoruz” diye konuştu.
Gazze’deki Filistinlilerin yalnız olmadıklarını bilmelerini
istediğini belirten Guterres, “Dünyanın dört bir yanındaki insanlar, hepimizin
gerçek zamanlı olarak tanık olduğu dehşet karşısında öfke duyuyor. Ben dünyanın
büyük kısmının, artık yeter diyenlerin ve hala insanlık onuru ile terbiyesinin
küresel bir toplum olarak bizi tanımlaması gerektiğine inanların sesini
iletiyorum. Bu bizim tek umudumuz” ifadelerini kullandı.
'TARİHİN DOĞRU TARAFINI SEÇELİM'
Gazze’yi hayat
kurtaran yardımlarla doldurmanın zamanının geldiğini vurgulayan Guterres, “Seçim
çok açık: ya yardım dalgası ya da açlık. Yardımın tarafını ve tarihin doğru
tarafını seçelim. Ben pes etmeyeceğim. Hepimiz Gazze’de ve tüm dünyada ortak
insanlığımızın galip gelmesi için elimizden geleni yapmaktan vazgeçmemeliyiz” şeklinde
konuştu.
İSRAİL'DEN GUTERRES'E TEPKİ
Siyonist İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Refah Sınır Kapısı'nı
ziyaret eden Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Gazze
ile ilgili açıklamaları nedeniyle tepki gösterdi.
Katz, sosyal medya platformu X'ten yaptığı paylaşımda,
Guterres'in, Refah Sınır Kapısı'nın Mısır tarafını ziyareti sırasında
"insani yardımları yağmalayan Hamas-DEAŞ teröristlerini, teröristlerle işbirliği
yapan BM Yakın Doğu Filistinlilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) hiç
bir şekilde kınamadan, tüm İsrailli esirlerin derhal, koşulsuz serbest bırakılması
çağrısı yapmadan" Gazze'deki insani durum için İsrail'i suçladığını iddia
etti.
'BM, ONUN LİDERLİĞİNDE TERÖRÜ BARINDIRAN YAHUDİ VE İSRAİL KARŞITI BİR
YAPI HALİNE GELDİ'
Katz, Guterres'e
hitaben, "BM, onun liderliğinde terörü barındıran ve cesaretlendiren
Yahudi ve İsrail karşıtı bir yapı haline geldi." ifadesini kullandı.
Katz, yaptığı ikinci
bir paylaşımda ABD Kongresinin (UNRWA) fonunu Mart 2025'e kadar durduran geçici
bütçe tasarısının kabul edilmesinin "Guterres'in açıkça güven oyu kaybettiği
anlamına geldiğini" savundu.
'BM HAMAS'IN TERÖR KOLU HALİNE GELMİŞTİR'
Katz, "Guterres'in liderliğinde çalışanlarının korkunç 7
Ekim katliamına katıldığı UNRWA, Hamas'ın bir terör kolu haline gelmiştir."
suçlamasında bulundu. BM Genel Sekreteri'ne seslenmeye devam eden Katz,
"Hamas'ın suçlarını kınamayı reddeden ve UNRWA Genel Komiseri Philippe
Lazzarini'nin gönderilmesi çağrılarına yanıt vermeyen herkes evine
dönmeli." ifadesine yer verdi.Rasthaber 24.03.2024
Siyonist rejim İran'a saldırmak
gibi bir hata yaparsa sadece,
Tel Aviv'i değil tüm
İsrail'i toza çevireceğimizi, toprak yığınına çevireceğimizi kendileri
biliyorlar. İmam Hamanei @SeyyidNasrullah 25.03.2024
Şaşarım Allah 'a yakınlaşmak
için
Kabe'ye yönelip de
Kabe'de doğana sırtını dönen ummete!
Hz İmam Ali (a,s) @fatmaninyolu 26.03.2024
Görmez: Gazze’nin Hesabı Müslüman Liderlere Sorulacak
İşgalci İsrail Filistin topraklarında kan dökmeye devam ederken
Mehmet Görmez Gazze’de katledilen masumların hesabının Müslüman ülke
yöneticilerine sorulacağını söyledi.
Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez İsrail’in soykırımıyla
ilgili yaptığı konuşmada zulme müdahale etmeyen Müslüman ülke yöneticilerine
ders niteliğinde sözler söyledi.
Görmez konuşmasında “Gazze’de katledilen her masumun hesabı
sadece İsrail’e değil, tüm Müslüman ülke yöneticilerine de sorulacak. Reel
politik mazeretler hiçbir idareciyi mahşerdeki büyük hesaptan kurtaramayacak.” İfadelerini
kullandı.Rasthaber 26.03.2024
Direniş,
sınırları yeryüzünün tümü olan, şer güçlerine karşı mücadele eden şereflilerin
onurlu mücadelesinin yoludur.
Direniş İsrail'i yok edecek, Abd'nin burnunu yere
sürtecektir.
Direnişin şerefli liderlerine, şehitlerine ,
yigitlerine, sevenlerine selam olsun. @segbetullhN 27.03.2024
AİHM,
iklim değişikliğinin etkileri davasında ilk kez bir ülkeyi mahkum etti:
Karar
ne anlama geliyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) , iklim değişikliğinin
etkileri şikayetiyle açılan davada ilk kez bir ülke aleyhine karar verdi.
AİHM'deki dava, 70’li yaşlardaki bir grup İsviçreli kadın tarafından
açıldı.
Davacı kadınlar, kendi yaş gruplarının, iklim değişikliği
kaynaklı sıcak hava dalgalarından daha fazla etkilendiğini savunuyordu.
Mahkeme İsviçre’nin karbon salımını azaltma yönündeki
taahhütlerinin “son derece gerisinde” kaldığına hükmetti.
·
Bu,
mahkemenin iklim değişikliği konusunda verdiği ilk karar oldu. Selin Girit BBC Dünya Servisi 31.Mart 2024
İklim
değişikliği:
Gençler
Türkiye dahil 32 ülkeye dava açtı
Claudia Duarte
Agostinho, 2017'de Portekiz'i kasıp kavuran ve 100'den fazla kişinin ölümüne
yol açan aşırı sıcak hava dalgasını ve yangınları hatırlarken, "Hissettiğim
şey korkuydu" diyor ve ekliyor:
"Orman yangınları
beni geleceğimin nasıl olacağı konusunda gerçekten endişelendirdi".24 yaşındaki
Claudia, 20 yaşındaki erkek kardeşi Martim ve 11 yaşındaki kız kardeşi Mariana,
aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 32 ülkenin hükümetine karşı dava açan altı
Portekizli genç arasında yer alıyor.
Altı gencin dava açtığı diğer ülkeleri, Avrupa Birliği'ne (AB)
üye ülkelerin tamamı, İngiltere, Norveç, İsviçre ve Rusya oluşturuyor.
·
Gençler
bu ülkeleri iklim değişikliği konusunda yeterince önlem almamakla ve sera gazı
emisyonlarını, Paris Anlaşması'nın küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırma
hedefine ulaşacak kadar azaltmamakla suçluyorlar. (27 Eylül 2023) Selin Girit BBC Dünya Servisi 31.Mart 2024
Seyyid Hasan Nasrallah: Dünyada Özgür İnsanların Fırtınası
Yayılıyor
Lübnan Hizbullah Hareketi Genel
Sekreteri, dünyanın özgür halklarının mazlum Filistin milletiyle dayanışma
dalgasına değinerek, dünyadaki özgür halk fırtınasının yayıldığını vurguladı.
Hizbullah
Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah’ın Dünya Kudüs Günü arifesinde yaptığı
konuşma, "Özgürlük Fırtınası" sloganıyla düzenlenen " Kudüs
Minberi " töreninde, direniş liderlerinin konuşmalarıyla başladı ve
Tahran, Şam, San’a, Beyrut ve Bağdat'ta eş zamanlı olarak birçok uydu kanalında
yayınlandı.
Seyyid
Hasan Nasrallah konuşmasında şu ifadelerde bulundu: ‘Filistin'de, bölgede ve
dünyada yaşananlar bir özgürlük fırtınasıdır ve bunun her geçen gün daha yaygın
ve güçlü hale gelmesini umuyoruz.
Düşman (Siyonist rejim), Güvenlik
Konseyi kararlarına, dünya ülkelerinin taleplerine, kamuoyuna ve uluslararası
hukuka kulak asmıyor.
Biz,
istikrarın, ayakta durmanın ve faaliyeti sürdürmenin önemini vurguladık ve
zaferin kesin olduğuna, bu konunun Gazze'yi ve tüm destek ve katılımcı
cepheleri ilgilendirdiğine eminiz.
Bazıları
düşmana hizmet etmek için sadece kurbanların sayısına odaklanıyor ve direnişin
başarılarının miktarını görmezden geliyor.
Temmuz
savaşı (33 gün), Büyük İsrail projesiyle birlikte yeni Orta Doğu projesini de
toprağa gömdü.
Aksa
Tufanı operasyonu, İsrail rejimini uçurumun kenarına, nihai çöküşün eşiğine
getirdi ve bunun işaretleri de zamanla ortaya çıkacaktır.Bu savaştan galip ve
kararlı bir şekilde çıkmalı, düşmanı ve onun arkasında olan herkesi yenilgiye uğratmalı
ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz.’ Rasthaber 03.04.2024
BM: "Gazze'de 'Bir Nesil' Kaybedildi; Ahlaki
Pusulamızı Yitirdik
Birleşmiş Milletler
Genel Sekreter Yardımcısı Amina Muhammed, insanlığın Gazze konusunda
"ahlaki pusulasını" yitirdiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler
(BM) Genel Sekreter Yardımcısı Amina Muhammed, sürdürülebilir kalkınmanın
finansmanı hakkında basın toplantısı düzenledi.
Gazze konusunda neden sessiz kaldığının sorulması üzerine
Muhammed, kendisinin BM Genel Sekreterine bağlı olduğunu ve Genel Sekreter
Antonio Guterres'in tüm açıklamalarına katıldığını kaydetti.
Muhammed, kişisel açıklama yapma durumunda olmadığını
belirterek, "Ancak benim için en büyük endişe insanlık olarak, uluslararası
toplum olarak, Gazze konusunda ahlaki pusulamızı yitirdik." değerlendirmesinde
bulundu.
Bu konuda acilen adım atılması gerektiğini kaydeden Muhammed,
çok geç kalındığını vurguladı. Muhammed, sürdürülebilir kalkınma hedefleri
çerçevesinde Gazze'de "bir nesil" kaybedildiğini ifade etti. Temel
hakların inkar edildiği Gazze'de sadece yeniden altyapı inşasının sorunlarını
çözemeyeceğini belirten Muhammed, "Burada insanlar, toplumlar ve hayatlar
var." dedi. Rasthaber 10.04.2024
Velayet Ekseninden Ayrılan Ya İktidarın Kucağına
Oturur Veya Cehaletinin Bedelini Öder
Siyasi konularda analiz ve yorum yapmak siyasi ilkelerle olmalıdır.
Siyasi ilkeler ve ilkeli strateji velayet eksenli olursa o siyaset haktır ve
asla yenilmez. Ama dünyevi menfaat ve çıkara dayalı konjonktürel olursa bu
siyaset dünya ve ahiret hüsranına sebep olur.
Alimler siyasi konularda analiz yapmadan önce velayet siyaset
ilkelerini ve ilkeli strateji belirlemeyi öğrenmelidir. Politikacıların geçici,
çıkarcı konuşmalarına atfen, medyanın magazin haberleriyle, avamın sokak ağzıyla
siyaset ve analiz yapılmaz. Gazze ve Filistin gibi insanlığı, İslam alemini
ilgilendiren önemli bir konuda belirlenecek strateji, menfaatçi, maslahatçı,
durumu kurtarma, kendi dünyevi çıkarlarını tehlikeye atmama gibi amaçlar için
olursa bu Velayet ekseni değildir, bu dünyaperest zihniyetin stratejisidir.
Tarih böyle örneklerle doludur. Bazıları Kadı Şüreyh derecesine
ulaşmasa da Musa Eş’ari’den geri kalmıyorlar. Musa Eş’ari‘nin de arkasında
bir kitle vardı, geldiği makam onun basiret gözünü kör etmişti, işlerini İslam‘ın
ve ümmetin maslahatı için yaptığını söyledi söylüyordu. Bu gibiler hem
cehalette avamdan daha alt seviyeye düşüyorlar, hem de basiretsizliklerinin
bedelini çok çabuk ödüyorlar.Bunun sebebi kendi görüşlerini Velayet siyasetine
tercih etmeleri, velayet çizgisinden uzaklaşmaktır. Böylelerinin Velayet
siyasetinden uzaklaştıkça iktidarın çekim alanına girmekten başka çaresi
yoktur.
Velayet siyaset
ekseninden ayrılanlar ya iktidarın kucağına oturur veya cehaletinin bedelini
öder.
Unutulmaması gereken bir nokta var; bu mektebe kimse zarar
veremez, diliyle, kalemiyle, yazısıyla, hutbesiyle, medyasıyla, parasıyla,
silahıyla kim zarar vermek isterse kendisi helak olur. Siz bu mektebi sahipsiz
mi sanıyorsunuz, bunların ağababaları onlarca defa denedi yapamadı, başaramadı,
başarmayacaklar. Burada üzücü olan asıl nokta halkın aldatılması,halkın sürü
yerine koyulup güdülmek istenmesidir. Halkın Velayet siyasetinden uzaklaştırılmasıdır.
Bu halk alimleri bu
derecelere yüceltti, alimin değerini bildi, alimine değer verdi, bütün
sorunlarda yanında yer aldı, peygamber varisi olarak gördü, saygıda kusur
etmedi, sıkıntıları olduğunda yardımına koştu, alimin izzet ve onurunu korumak
için elinden geleni yaptı.
Alimler Allah’ın
inayet ve lütfunun gölgesinde halkın eliyle sahip oldukları konuma gelmişlerdir.
Şii alimlerinin en büyük iftiharı mektebe mensup insanların alimlerinin yanında
yer alması ve onları namertlere muhtaç etmemeleridir. Şimdi bu halkın değerini
bilmeyip sürü yerine koymak bu halka haksızlıktır, zulümdür. Bu gibi açıklamalar
halkın kadrini bilmemektir, halkı fikri olarak sömürmektir. Halkın sırtına basıp
yükselmektir.
Allah, bizleri cehaletten kurtulup basiret sahibi olan Velayet
siyaset ekseninden ayrılmayanlardan karar kılsın.
Vesselamu aleykum ve Rahmetullah Rasthaber 12.04.2024
Microsoft'un
kurucu ortağı Bill Gates, yapay zekanın sosyal faydaları konusunda her zaman iyimser
açıklamalarda bulundu.
Ancak
artık milyarder iş insanı bile yapay zekanın işini elinden alabileceğinden endişeli.
Bill Gates, OpenAI CEO'su Sam Altman ile yakın
zamanda bir podcast yayını kaydetti.
İkili
yapay zekanın faydaları ve tehlikeleri hakkında konuştu.
"BEN BİLE İŞİMİ KAYBEDEBİLİRİM"
Gates yapay zekanın
iş alanlarına etkisi hakkında konuşurken, "Ben bile işimi kaybedebilirim"
ifadelerini kullandı.
Bill Gates'in açıklamalarına göre, üniversiteye başlayacak gençler için en iyi
üç kariyer planı:
alternatif enerji,
sağlık biyobilimleri
ve gelişen yapay
zekanın kendisi ile bağlantılı alanlar.
Milyarder iş insanına göre bu üç alan yapay zekanın insanların elinden
alamayacağı iş dalları.
YAPAY ZEKA İÇİN ÖNEMLİ SEKTÖRLER
Gates, 2024 öngörüleriyle ilgili bir paylaşımında, "Artık yapay zekanın ne
tür işleri kendi başına yapabileceğini ve hangilerinde yardımcı olarak hizmet
edeceğini daha iyi anlıyoruz" ifadelerini kullanmıştı.
Bill Gates sağlık hizmetleri ve alternatif enerji sektöründeki işlerin yapay
zekanın geleceği için en önemli ve uygulanabilir sektörler olduğunu söyledi. NTV Tuğba Öztürk 13.04.2024
Savaştan korkmayın Allahtan korkun.
Allah savaş yazmamışsa
olmaz.
Yazmışsa o olacak.
Kim bilir, belki de
Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek
istemektedir.
O yardım ederse bizi
kim yenebilir ki!
Korkmayın ecelinizden önce ya da sonra… Abdurrahman Dilipak
14.04.2024
Hayber füzelerinin özellikleri
Devrim Muhafızları hava ve uzay komutanına göre düşman
bölgesindeki her Hayber füzesi 80 rokete dönüşüyor.
Serdar Hacızade:
Her Khorramshahr füzesi 80 hedefi hedefleme yeteneğine sahiptir. 100 füze atılırsa
düşman topraklarındaki 8.000 Ali Haydar 313, 14.04.2024
El-Halil halkı İran
füzelerini tekbirlerle karşıladı. Videodaki Filistinliler şunları söylüyor:
Kasım Süleymani'nin
kanı için, Gazzeli çocukların kanı için… Erhan Güngör 14.04.2024
İran Genelkurmay Başkanı: "Gerçek
Vaad" Operasyonu Tam Bir Başarıydı
İran
Genelkurmay Başkanı dün gece İran'ın Siyonist rejime yönelik askeri operasyonu
konusunda yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Bizce bu operasyon sonlandı,
devam etme niyetimiz de yok. Eğer Siyonist rejim bizim topraklarımızda veya
Suriye'deki merkezlerimizde veya başka bir ülkedeki merkezlerimizde bize karşı
harekete geçerse bir sonraki operasyonumuz daha büyük olacaktır."
İran Silahlı
Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, operasyonla ilgili
yaptığı açıklamada: "Ya Resullullah (s.a.a)" kodlu Gerçek Vaat
operasyonu, dün geceden bu sabaha kadar tam bir başarı ile yürütüldü ve tüm
hedeflerine ulaştı." diye belirtti.
İran Silahlı
Kuvvetler Genelkurmay Başkanı, yaptığı açıklamada şöyle dedi: "Bu
operasyonun nedeni Siyonist rejimin bizim tahammül edemeyeceğimiz kırmızı
çizgileri aşması, yani Siyonist rejimin Şam'daki İran Büyükelçiliği'nin
konsolosluk bölümünü ve Suriye'nin yasal daveti üzerine o ülkede terörle
mücadele etmek için yasal olarak bulunan danışmanlarımızı hedef almasıydı. Bu kırmızı
çizgileri rejimin mutlak destekçisi olan birkaç ülke dışında son on günde tüm
dünya ülkeleri kınamıştı."
Tümgeneral Muhammed Bakıri: "Bu eylem, cevap verilmesi
gereken bir şeydi ve İnkılap Rehberi de bu cezanın verilmesi gerektiğini
söyledi. Bu operasyon Devrim Muhafızları ve diğer silahlı kuvvetlerin çabalarıyla
gerçekleştirildi." diye belirtti.Rasthaber 14.04.2024
Allah’ın adaleti; yapan mutlaka yaptığını bulur zülmünden
kurtulamaz.
Hedefe
varınca düşmanın karşılıyamadığı bir füze içinden 80 füze çıkan “Kısasta Hayat
Vardır” kuralı ile intikamı alan dünya savaş denklemini değiştiren masumun yüreğini
ısıtan İİlahi adalete güveni pekiştiren zalimin yüreğini söken korku İlahi
silah. @hacibayazit 14.04.2024
BBC eski editörü
Manzarpour'un ilginç açıklamaları:
İran'ın bu birleşik
saldırısı yalnızca Ortadoğu'nun denklemlerini değil, aynı zamanda dünyanın
askeri denklemlerini de değiştirdi; İran'ın saldırısı karşısında İsrail ve
Amerika'nın tüm savunmaları başarısız oldu; Bu. Muhyittin Kaya 14.04.2024
Ülkemizdeki müslüman posto giymiş Yahudiler değil,
ama yeryüzü halklarının % 90 bugün İran İslam Cumhuriyetinin İsrail
saldırısını tebrik ediyor... "Mescidi Aksa ile birleşmiş bu görüntü sanırsın
ebabil kuşları" Segbetullah Naser @SegbetullahN 14.04.2024
Sahabeler: "biz
münafıkları Ali İbn Ebu Talibe yaptıkları düşmanlıktan tanırdık."
diyorlardı. Bizde
bugün münafıkları Peygamber evladı Seyyid Ali Hamenei ye yaptıkları düşmanlıktan
tanıyoruz. Seyyid hasan Nasrallah. Hüseyin 14.04.2024
İran Devrim Muhafızları'nın Hedef Aldığı
Nevatim Üssü Hakkında Ne Biliyoruz?
Dün
gece İran tarafından hedef alınan İsrail'in güneyindeki Necef çölü bölgesindeki
Nevatim hava üssü, İran'ın batı sınırına yaklaşık 1100 kilometre uzaklıkta
bulunuyor. Medyada yayınlanan fotoğraflarda İran'ın saldırısının bu üsse büyük
zarar verdiğini gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl İran
Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri, İsrail'deki Nevatim Hava Üssü'nün simüle
edilmiş bir örneği üzerinde füze tatbikatı gerçekleştirmişti.
Peki Nevatim Hava
Üssü'nün Önemi Nedir?
Bu hava üssü İran'a
1100 km, Beerşeba şehrinin 15 km güneydoğusunda ve Negev çölünde Moşav Navatim
yakınında bulunmaktadır. İşgalci ordunun en önemli hava üssü olan bu üs, İsrail
Hava Kuvvetlerinin ABD'den sözleşme kapsamında satın aldığı son F-35 uçaklarının
ana hangarıdır. Söz konusu üssün, yakın zamanda bu tip uçakların alabileceği şekilde
modernize edilen üç pistli bir havalimanı bulunuyor.
Bu üs aslında 103. nakliye destek filosunun, F-35 savaş uçaklarının
116. ve 140. operasyonel filolarının, 117. eğitim filosunun, 122. istihbarat
casusluk filosunun, özel başbakanlık uçağının hangarının ve çok sayıda askerin
karargahıdır.Rasthaber 14.04.2024
Alemde bütün olaylar
islam üzerinden iki kural’dan birine uygun gelişir;
gayri İslami alem gelişen olayda doğrudan etken değildir onlar bilerek veya bilmeden
iki hal’den birine siyasi ve maddi beklentisi
ile sürüklenip taraf olur.
İran
alemlerin emniyeti islamın
ana üssü’dür;
dünya
halkının emniyeti güvenliği için, askeri sosyal ve iktisadi
olarak insanları
islamdan sapıtan şeytanın yardımcılarının Kıblesi ABD’den üstün olması İmani zorunluluktur.
İran Füze ve Droneleri ABD İngiltere Fransa ve İsrail füze savunma sistemleri aşıp işgalci İsrail’in kalbini vurdu’ki İşgalci İsrail örümcek ağından daha zayıf Türkiye başta olmak üzere irili ufaklı Nemrutları perdeleyen kumdan kule‘dir.
Hüseyni meşrep/direniş cephesinin asıl hedefi dünya ile islam coğrafyasında’ki halkı uyandırıp ayağa kaldırmak şeytanın yardımcısı munafık hainleri deşifre etmek… zira islam/insanın arınmasına bağlı gelişme ile Küresel ısınma önlenip Ozan tabakası Allah’ın izni ile kendini yenileyecek;
aynı, yaratılış sınırlarına uyumlu vücudunun kendini tıppı yardım almadan yenilediği gibi. Haci Bayazit 14.04.2024
Minber Adabı Ve Nebevi Misyonu!
İran İslam Devrimi
bir minber harekatıdır. Minberin tüm dünya İslam kültüründe en önemli misyonu
ve neticesi yirminci yüzyılda hiç beklenmedik bir zamanda İslami iktidarı halkın
tamamına yakın bir kitlenin gönlünde yeşertmesiydi.
İslam Devriminin tüm siyasi aktörleri hepsi minber ehlidirler.
Ayetullah Humeyni, Ayetullah Mutaharri, Ayetullah Talegani, Beheşti,
Ayetullah Hamaney, ve daha niceleri minberin hakkını veren ve adabını asla
bozmayan büyük alimlerdi.
Onların her biri yine bu adabı koruyan ve yücelten yine büyük
alimler tarafından yetiştirildiler. Yıllar önce bende böyle bir kişinin
minberinin dibinde oturduğumu hiç unutmam. O zamanın siyasi gündeminde oluşup
da minberde her bahsi geçen konu ve konuları o kadar güzel örneklerle anlatıyordu
ki, her konuşmasına hayran kalmıştım ve bende bambaşka ufuklar açmış okumaya
araştırmaya ve öğrenmeye yönelik müthiş bir heyecan oluşturmuştu.
Ahmet Sabri
Hamedani, Valide Han minberinde çok enerjik ve güzel konuşuyor Azeri lehçesinin
tüm cilvesi ile beni ve arkadaşlarımı mest ediyordu.
Konuşmasının arkasında çok güçlü duygular ve devrim ruhu vardı.
Tarihe ve Kerbela’ya yönelik sözleri tiyatral ve bir hava taşıyor ve olayları
adeta üç boyutlu gerçek enstantaneler gibi gözlerimizin önünde canlandırıyordu.
Hiçbir kimseyi aşağılamaz, agresif ve ar niyetli soruları bile karşısındakinin
mantığı içinde anlam bulacak şekilde ilmî cedel ile cevaplar verirdi. Kürsüde
asla takiye yapmaz maslahatı öncelemezdi. Her gelen insan ile birebir ilişki
kurar ve onun dünyasında anlam oluşturabilecek sözleri de sohbetine eklerdi. Bu
yüzden Vali-de Han hiçbir Şii mescidinde olmadığı kadar Sünni gençler ile
doluydu. Bu yüzden burası teşeyyü yolunun bu coğrafyadaki tek durağı oldu.
Devrim önderlerinin ve büyük alim ve müçtehitlerin hitabet sanatını icra
etmedeki üstün başarısını çok iyi yansıttığına şahidim ve bu mescidin eski
müdavimlerinden birçoğu da şahit olmuştur.
İslam devriminin oluştuğu zamanlarda alimler minbere adım adım çıkarlardı.
Mahalle mescitlerinde kılınan namazdan tutun köylerdeki ve şehirlerdeki
minberlere kadar bu böyleydi. Bu adımlar insanları daha iyi tanımanın, onların
sorunlarını çözmenin ve daha ölçülü kürsülere hazırlanmanın emin adımlarıydı. Şehirlerde
daha çok bilgi edinmek, yavaş yavaş tanınmak ve ulusal düzeyde yeterli
olabilmek için yerel ve mahalle kürsüleriyle başladılar. Ev toplantıları arasında,
Nehcü'l-Belağa şerhi ve birkaç ciltlik Kur'an tefsirlerinden dersler yapar ve
bu mecliste sorulara kendi ilim ve çıkarımları ile verdikleri cevaplar ile
uzmanlaşırlardı.
Birkaç alim bir
sohbette bir arada iseler birinin yaptığı hatayı asla yüzüne vurmaz ve ilmi ve
estetik bir müdahale ile hissettirmeden düzeltirlerdi.
Bütün bunlar konuşmacıların doğruluğunu artırdı, tevazularını
artırdı samimiyetlerini ikiye katladı ve tüm bunlar onları öyle bir yeteneğe ulaştırdı
ki İran halkına rol model olabilecekleri bir yeteneğe ulaştılar.
Bu, meselenin sadece bir yönüydü, tamamı değil. Zamanın
gereklerine göre din bilgilerini öğrenmek ve ilim hazinelerine eklemeleri
minber ehlinin sürekli işlerinden biriydi. O yıllarda her hafta tanınmış bir
vaizin evinde minber toplantıları yapılır o zaman için halka ne söylenip ne
söylenmeyeceği tartışılır ve fikir birliğine varılırdı.
Yani, kendi aralarında
hiçbir otorite tarafından dikte ettirilmeden kendi sonuçlarına ulaştılar. Elbette
bazen büyük müçtehit ve alem alimler, alimlerin onurlarının ve karakterlerinin
bunu böyle yapmaları gerektirdiğini tavsiye ediyorlardı ve bu da sürekli değil,
ara sıra oluyordu.
Üstelik bazen durumlar tam tersi oluyor ve onlar büyüklere adabınca
öğütler veriyorlardı. Her alim kendi ilim seviyesi konusunda tevazu
sahibiydiler ve kendilerini yetersiz gördüklerinde ya da ilimlerine ve takvalarına
saygı duydukları başka alimleri kendi kürsülerine davet ederdi. Bunu
günümüzdeki adet haline gelmiş bir reverans ile kibarlık olsun diye yapmıyorlardı.
İlimleri, takvaları ve tarihi bilgileri yanında edebiyat ehli idiler.
Her bir kürsü ehli minber sahibi Şiir ehli idiler. Devrim
vaizleri ve minber ehli özellikle edebi ve şiirsel hazinelerden oluşan kapsamlı
bir kütüphaneye sahip olan kişilerdi ve şiir ezberleme konusunda şaşırtıcı bir
hafızaları vardı.
Konuşmanın arasına Hafızdan, Şirazi’den ve Fars Edebiyatının kıymetli
şairlerinden beyitler, şiirler ekleyerek konuşmalarına güzellik katarlardı.
Öyle ki İran Devriminin bu naif, takvalı ve ilmi seviyesi yüksek hitabetleri
tekrar tekrar Tahran Radyosundan yayınlanır, gazetelerde neşredilir, kasetler
ile çoğaltılarak evlerde, dükkanlarda sokaklarda dinlenirdi.
O yıllarda bir grup alimin ve devrim önderlerinin kürsüden yaptığı
konuşmaların yayımlanması, onların rivayete, ilme, akla, hatta örf ve adetlere
ne kadar önem verdiklerini göstermektedir. Bugün için bile hâlâ bu konuşmalar
vaizlerin, kürsü konuşmalarında önemli bir kaynak olarak değerlerini korumaktadır.
Bunların dışında minber ehlinin samimiyeti, inancı, imanı ve vakarının da işlerin
ilerlemesinde, kitlelerin hidayetinde ve toplumda fesat ve günahın azalmasında
önemli etkiye sahipti.
Hitabetlerinde olduğu gibi yaşamlarında da ilmi, irfanı, ahlakı
ve samimiyeti o kadar dengeli bir şekilde birleştirdiler ki bugün bile onların
bu işleri hayranlık ile anılıyorlar. Kendilerini Ehl-i Beyt'in sofrasının
misafiri olarak görüp sofranın kaplarına yapıştılar ve sofra sahibinin kutsallığının
korunması gerektiğini söylediler ve emeklerinin Ehl-i Beyt'in ayaklarının altına
feda olacağını iyi biliyorlardı. Dolayısıyla yarım asırdan fazla kürsüye çıkan
ve ulusal düzeyde vaaz veren ulemanın hiçbirinin olumsuz bir hassasiyet uyandırdığını
hatırlamıyorum.
Devrime ve insanlığa katkı sağlayan ve hidayetlere vesile olan
minber ehlinin hepsine Allah rahmet eylesin. Bugün kendi mektebi coğrafyamız da
böyle alimlerin eksikliğini hisseder olduk. Özellikle son günlerde kürsüleri işgal
etmiş, adap, usul bilmeyen, patavatsız, ölçüsüz ve zamane otoritelerine payanda
olmuş ve onların ağzı ile konuşan dengesiz aba sahipleri maalesef ki
gündemimizi işgal ediyorlar. Minberin adabını ve onurunu ihlal eden bu şahıslar
çevrelerine topladıkları kendi gibi fanatik ve durum değerlendirmesi ve
maslahat gözetemeyen kitleler tarafından destekleniyor pohpohlanıyor. Siyasi
otorite bunların piyon olma özelliklerini iyi bildiklerinden ellerinde bir
kukla gibi oynatıp faydalanıyor.
Sa’lebi, Fahr-u Razi
ve diğer Sünni müfessirlerin rivayet ettiğine göre, Peygamber (saa) rüya
aleminde Beni Ümeyye’nin maymunlar şeklinde kendi minberine çıkıp indiğini
gördü,
Cebrail bunun üzerine
"Hani sana demiştik ki: "Rabbin gerçekten insanları kuşatmıştır."
Sonra sana göstermiş olduğumuz rüyayı sadece insanlar için bir imtihan kıldık.
Kur’an’da lanetlenmiş
olan ağacı da.
Biz onları
korkutuyoruz ama bu, onlara büyük bir azgınlık vermekten başka bir şeyi artırmıyor."
(İsra 60) ayetini nazil etti.
Bu rüyadaki kişilerin kimler olduğunu İmamlarımız, alim ve
müçtehitler tafsilatlı bir şekilde anlatıyorlar.
Ancak biz bunları okuyup “Beni Ümeyye” deyip geçeriz fakat onların
o minberlerdeki misyonu nasıl çarpıtıp değiştirdiklerini fazlaca yorumlamaz ve
hep bir kavme yönelik algılarız.
Ancak buradaki kavim
bu duruma zihniyetleri sebebiyle düşmüş ve öyle anılmışlardır.
Bu zihniyet sadece bu kavme özgü bir zihniyet değildir. Minberin
misyonunu ihlal eden herkes için geçerlidir.
Peygamber (saa) o
minberde duruşu, adabı ve ahlakı ve takvası ile tebliğ ettiği İslam’ın yüce değer
ve kaidelerini gönüllere aktarıyordu.
Eğer bugün için Şii
olsun Sünni olsun bu duruşu, adabı ve ahlak ve takva ile akıl ve ilmi vasfını
ihlal eden kim varsa Beni Ümeyye’nin düştüğü duruma düşer ve o “habis”
zihniyetin bir parçası olur.
Hiç kimse kendini ırkı
ile, dahil olduğu mezhep, mektep ile ve tarafı olduğu inanç ile garantide görüp
müstağni görmemelidir. Abanın ve kürsünün kibrine kapılıp bir anda kendini
habis zihniyetin çukurunda pek âlâ bulabilir.
Tarih ve Kur’an anlatıları böyle hikayeler ile doludur. Bu
yüzden benzer durumda olan insanları bu mektep dışlayıp ihraç etmelidir. Yoksa
mektebin ve mensuplarının konumları hiç farkında olmadan Beni Ümeyye’nin
konumunu bile aşar duruma gelebilir. Kitabı yüceltmenin de ayaklar arasına fırlatmanın
arasında çok ince bir çizgi vardır. Bazen mızraklara gerip yükseklere kaldırmak
aslında ayak altına sermek demektir. Maazallah…Rasthaber 15.04.2024
Şehitlerin Kanının Karşılığı (Kısası)
Şehit Kasım Süleymani:
İmad'ın kanının karşılığı (kısası) bir füzenin atılması, bir kişinin
öldürülmesi değildir. @hicab 84 Fani, 15.04.2024
İran'ın yanında durmak, insanlığın yanında durmak demektir.
Seyyid Hasan Nasrallah 16.04.2024
İmam Seyyid Hamaney h.z. “Füzelerin
isabet sayısı ikincil konudur.
Esas mesele, İran milletinin ve silahlı
kuvvetlerinin iradesinin uluslararası alanda kanıtlanmasıdır.“
- Artık Dünya eski dünya değildir... –
Vur
kaç dönemi bitmiştir.. Vurursanız vurulursunuz ilkesi
bir kez daha kanıtlamıştır..
İşgal
rejimi ve müttefikleri, değil vurmayı, saldırmayı akıllarının ucundan bile
geçiremedikleri bir aşamaya geçilmiştir.. –
Aksa Tufanı nasıl ki tüm dünyada vicdani bir
uyanışı başlattı ise "İran tufanı" da aklani bir uyanışı başlatmıştır...
- Direniş Cephesi, İslâm Ümmeti ve hür vicdanlı insanlar bu vuruşla, batıl
cephesinin karşısında artık İran'ın rehberliğinde Kudüs'e giden özgürlük yürüyüşünün
kendi tezlerini birkez daha ortaya koymuş ve tüm mücadele saflarını İmam Hamaney
h.z'nın liderliğinde konsolide edilmesi mesajını vermiştir... Yaşasın Direniş
Yaşasın İran İslâm Devrimi Yaşasın İslâm Ümmetinin kardeşliği Yaşasın Hür
vicdanların cesareti.. Levent Şişman 22.04.2024
İsrail İstihbarat Bakanı Katz, CB Erdoğan
için "Erdoğan bizim için düşman görünümlü dosttur.
O bize bağırır, biz ona cevap veririz. İsrail
en büyük kazanımlarını onun sayesinde edindi” demiş! Bütün Dünya anladı; Bir
tek bizim şu “süperzeka” AKP’liler çakamadı hala olayı..
Allah(c.c)alemi Ehl-i Beyt evlatları üzerimizen nimetlendirir ama
nimet sıradışı insanlara isabet eder.
1 Ehl-i Beyt evladı doğunca Nakş/İsmail
ağa kadınlarının cinsel ilişkişi anında cismen kocası zihnen şeytan/alimi ile
olması şeytanın ana rahmine sızması ile veya süleymancılardan 2 yumurta alınır
1’ini müslümanın 1’ini yahudünün altına bırakılır; kuluçkulam ile Müslüman
islam/Ehl-i Beyt düşmanı siyasal İslamcı yahüdü islam düşmanı siyonist olur;
islamın en büyük düşmanı siyasal islamcı kendini ikiz kardeşi siyonist yahudü
ile perdeler. Dünyada ödül ve ceza için hak/iyi batıl/kötü mücadelesi böyle başlar
insanlar bilerek veya bilmeden birine taraf olur.
Haci Bayazit 22.04.2024
Sona Yaklaşırken
Amerika’da yayımlanan
ekonomi dergisi FORBES’teki makalede, Tayyip Erdoğan için yazılanlar;
Sahte yargılamalar ile başsız bıraktığı Türk Ordusunu Suriye ile meşgul etti.
Erdoğan’ın Türkiye’yi sürüklediği Suriye bataklığı, Erdoğan için tam bir çıkmaz
yol…Bir Garip Ecevit 22.04.2024
Iraklı Milletvekillerinden Çağrı: ABD Büyükelçisi
Ülkeden Sınır Dışı Edilsin
Iraklı
milletvekilleri, ABD'nin Irak büyükelçisinin, ülkenin eşcinsel ilişkileri ve
fuhuşu suç sayan yeni yasasına ilişkin son açıklamalarını şiddetle kınadılar.
Irak meclisi LGBT sapkınlarına yönelik hapis cezasını öngören yeni
yasal düzenlemelerin yer aldığı yasa tasarısını onayladı. ABD Dışişleri Bakanlığı'ise
jet hızıyla 'endişeliyiz' açıklamasını yaptı.
ABD'nin Irak
Büyükelçisi Alina Romanowski ise Irak hükümetinin aldığı kararı eleştirerek,
sapkın LGBT hareketini savundu.
Iraklı
milletvekilleri, ABD elçisinin yorumlarını kabul edilemez, ülkenin egemenliğinin
açık bir ihlali ve Irak liderliğine saygısızlık olarak nitelendirdi.
ABD İŞGALİ DEVAM EDİYOR
2003 yılında birçok
yalanla işgal ettiği Irak’ı perişan eden, 21 yıldır Irak’ı sömürme girişimlerinden
vazgeçmeyen Amerika Birleşik Devletleri, eline geçen her fırsatta Irak’ın iç işlerine
karışmayı sürdürüyor. Irak Meclisi, geçtiğimiz günlerde, Müslüman bir ülkenin
meclisine yakışır bir tavır alarak cinsi sapkınlığa çok sert cezalar getirdi.
Meclis’in bu kararı, Irak toplumundaki maneviyatçı grupların desteğini alırken,
ABD’nin başını çektiği küresel emperyalistlerin fitne planlarını suya düşürdü.
Kim sapkınlara
dokunsa, ses ABD’den geliyor…
LGBT sapkınlığının
en büyük küresel destekçisi ABD, Irak Meclisi’nin cinsi sapkınların toplumda
yayılmasını önlemek için aldığı yasal tedbirleri engelleme girişimine başladı.
Amerikan Dışişleri, Irak Meclisi’nin onayladığı yasa tasarısını onaylamasının
hemen ardından çok hızlı bir tepkiyle “endişeliyiz” mesajı yayınlayarak, bağımsız
bir İslâm ülkesi olan Irak’a küstahça ayar vermeye kalkıştı.
Irak’ta, feminizmi teşvik ve cinsiyet değiştirmek
cezaya tâbi olacak
Kadın hakları adı altında kadınların en çok sömürülmesine sebep
olan batıl bir hareket olan “feminizm”i teşvik etmek veya uygulamakla
suçlananlara da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasının yanı sıra, 5 ile 10
milyon dinar para cezası verilecek. Cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren
herkes ve ameliyatı yapan doktor veya cerrah da 1 ile 3 yıl arasında hapis
cezasıyla karşı karşıya kalacak. Irak’ta fuhuşu veya eşcinselliği teşvik eden
örgüt ve kuruluşların faaliyetlerinin de yasaklanmasına karar verildi./haber7 Rasthaber
06.05.2024
“Batı'da Şeref ile Şerrin Karşılaşmasına Tanıklık
Ediyoruz“
İran Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, Gazze gelişmelerine değinerek
“Batı'da şeref ile şerrin karşılaşmasına tanıklık ediyoruz“ vurgusunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Reisi, Gazze gelişmeleri Batılıların gerçek yüzünü
gözler önüne serdiğini, artık anlayışlı bilgili öğrencilerin tacizkar ve
yasaları çiğneyen kişilere karşı ayağa kalktığına tanıklık edildiğini vurguladı.
Tesnim’in haberine göre, Pazar günü kabine toplantısında
konuşan Seyyid İbrahim Reisi, son günlerde ABD akademik ortamlarında ve kimi
Batılı ülkelerin üniversitelerinde olup bitenlerden esef duyduğunu belirterek öğrencilerin,
hocaların, üniversitelerin ve bilim ve araştırma merkezlerinin, hukukun, ifade
özgürlüğünün, kalem özgürlüğünün ve insan haklarının kutsallığının ayaklar altına
alınmasının Batı medeniyetinin gerçek yüzünü gözler önüne serdiğini bu
trajediler ve baskıların gerçeğini ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu belirtti.
Batılıların otoriter ve insan hakları karşıtı yüzlerini aldatıcı
sloganların arkasına gizleyerek kendilerini bu değerlerin savunucusu olarak tanıttıklarını
belirten İbrahim Reisi, şöyle konuştu: "Gazze'de yaşananlar batılıların
öbür yüzünün üzerindeki perdeyi düşürdü, bugün buna açıkça tanıklık ediyoruz.
Batı'da şeref ile şerrin karşılaşmasına tanıklık ediyoruz. Artık anlayışlı
bilgili öğrencilerin tacizkar ve yasaları çiğneyen kişilere karşı ayağa kalktığına
tanıklık ediyoruz. ABD'li ve Batılı öğrencilerin bu direnişinin Siyonist Rejim
cinayetleri ve ABD'nin bu cinayetlere destek çıkması önünde etkin bir caydırıcılık
oluşturacağına inanıyoruz"
Reisi, İran İslam Cumhuriyeti'nin bilimsel ve kültürel kollarının
Siyonist karşıtı hareketlere destek yaklaşımlarına değinerek: "Amerikalı
ve Batılı öğrenci ve profesörlerin, İranlı öğrenci ve profesörlerin de onlar
ile dayanışma ve destek içerisinde olmasını bilmesi onları mazlum ve mağdur
Filistin milletinin haklarını aramaları sürecinde onları daha da sağlamlaştıracaktır."Rasthaber
06.05.2024
Dünyada Filistin’e Destek Çığ Gibi
Büyüyor: Fransa'da Liselerden Gazze’ye Destek
Fransa genelindeki
onlarca lisede Gazze’ye destek amacıyla protesto düzenlenecek.
Fransa’da Gazze’ye destek protestoları üniversitelerin ardından
liselere yayıldı. Bugün ve salı günü Fransa genelindeki onlarca lisede Gazze’ye
destek ve ateşkes talebiyle protesto düzenlenecek.
Lise Sendikalar Birliği Başkan Yardımcısı Manes Nadel, pazartesi
gününden itibaren onlarca lisenin bloke edileceğini açıkladı. Liseli gençlerin
bu öğrenci hareketine katılması gerektiğini belirten Nadel, İle-de-France
bölgesinin harekete geçeceğini vurguladı.
Lise Sendikalar Birliği'nin (USL) Sözcüsü Gwenn Thomas-Alves,
ise geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada, pazartesi gününden itibaren tüm
okullarda lise hareketini başlatma çağrısında bulunmuş ve Fransa genelinde
ablukaların olacağını ifade etmişti. Gazze'deki durumun hala dramatik olduğunu
ve Mısır'daki görüşmelerin tıkanmış gibi göründüğünü belirten Thomas-Alves,
liselilerin "olaylara karşı çaresiz kalmamak için harekete geçme
arzusu" olduğunu belirtmişti.
Thomas-Alves Lise Sendikalar Birliği'nin diğer yerel
sendikalarla ilişkisi olduğunu ve bu sendikaların Lise Sendikalar Birliği'nin
bir parçası olduğunun altını çizmişti. Liseliler ve üniversite öğrencileri arasında
işbirliğini teşvik eden Thomas-Alves, ateşkes talebiyle pazartesi ve salı
günleri için okullarda abluka çağrısını yinelemişti.
Liselerdeki
ablukaların iki günden fazla sürebileceğini belirten Thomas-Alves,
pazartesinden itibaren bazı liselerin bloke edilmesinin "kar topu
etkisi" oluşturarak çok daha fazla gösteriye yol açacağını umduğunu ifade
etti.
Lyon, Tours, Besançon, Bretagne ve Paris bölgelerinde de yoğun
bir katılımın bekleniyor.Rasthaber 06.05.2024
Aziz (sevgili) Hacı Kasım,
Kasım İbnil Hasan’a yemin olsun,
Senin kaldırdığın silah, Asla yere
düşmeyecektir.
Hacı Kasım, bil ki Bu alemdeki Kasımlar,
Senin adına ve senin mektebininin hatırasına, eğitilecekler (yetişeceklerdir).
Ki, her biri bu meydanda Hacı Kasım olacaktır. İran İslam Cumhurbaşkanı
Ayetullah Seyyid İbrahim Reisi. Islamidavet.com.Gazze Haber @akbulut_murtaza
20.05.2024
“Ölüm korkusu ancak dünyayı kendine merkez edinen, ebedî yurdu
ve ebedî rahmetin yakınlığını ihmal edenlerde vardır.“
İmam Humeyni (ra).Ali Cevahir 20.05.2024
İnna lillah ve inna
ileyhi raciun
"Müminlerden öyle erler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde, (O'nun
yolunda savaşacaklarında) sadık kalmışlardır, kimi bu uğurda can verdi. (Şehit
oldu) kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar sözlerinden asla
dönmediler."
Ahzap 23, Muyyittin Kaya 20.05.2024
İran İslam Cumhuriyeti Rehberi Seyyid İmama
Ali Hamenei‘ye Taziye Mesajı
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Hepimiz Allah’tan
geldik ve Allah’a döneceğiz…
İran Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, çalışkan ve mücahid Dışişleri
Bakanı Dr. Hüseyin Emir Abdullahiyan, İmam Hamanei’nin Ofisinin Doğu Azerbaycan
Temsilcisi Hüccetü’l İslam Al-i Haşim ve Doğu Azerbaycan Valisi Dr. Rahmeti ve
beraberindekilerin şehadetini hüzün ve üzüntü içerisinde öğrendim.
Bu talihsiz olay, bölge ve dünyada fitnenin kökünü kazıyan bir
hizmet yapılırken gerçekleşti. Bu yüce ve fedakâr şahsiyetin hem kısa süren
Cumhurbaşkanlığı döneminin hem de öncesindeki hizmet döneminin tamamı, sadece
millete, bölgeye, ülkeye ve İslam'a hizmet konusunda aralıksız süren çabalarla
geçtiğine tarih şahit‘dir… yüreği avuç içinde olanlar ile alemlerin sahibi Allah(c.c)a and
olsun‘ki aziz şehit ve arkadaşlarının hizmeti ve amacı kıyamete‘dek alemler
üzerinde yürekleri ısıtan rahmet rüzgarı olarak canlı olacaktır.
Ayrıca, Sayın
Reisi'nin değerli annesi ve değerli eşi ile sayın Sayın Al-i Haşim’in kıymetli
babası başta olmak üzere tüm şehit ailelerine en içten başsağlığı dileklerimi
sunuyor, yüce Allah’tan şehit ailelerine sabır ve gönüllerine teselli vermesini
niyaz ediyorum. Hacı Bayazıt, Wien 20.05.2024
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Netanyahu tutuklama
Kararı!
Uluslararası
Ceza Mahkemesi Başsavcısı, Binyamin Netanyahu ve Yoav Gallant hakkında savaş
suçu işlemeleri nedeniyle tutuklama emri çıkarılmasını talep etti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Han, Binyamin
Netanyahu ve Yoav Gallant hakkında "yakalama kararı" başvurusunda
bulunduğunu aktardı. Rasthaber 20.05.2024
''Allah’ı, Peygamber’i ve Müminleri dost edinenler (bilsinler
ki,) Hizbullah (Allah’ın orduları,taraftarları) şüphesiz
galip olacak onlardır.'' -Maide/56, Hayber 20.05.2024
BM Bayrağı İran Cumhurbaşkanı'nın Şehadeti Nedeniyle
Yarıya İndirildi
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı ile
helikopter kazasında şehit olan diğer şehitlere saygı için Birleşmiş Milletler
bayrağı yarıya indirildi ve bu örgütün genel merkezinde de Birleşmiş Milletler
üyesi ülkelerin bayrakları yarıya indirildi.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) üyeleri aynı zamanda
İran Cumhurbaşkanı Reisi ve Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile
beraberindekilerin helikopter kazasında hayatını kaybetmesi dolayısıyla saygı
duruşunda bulunmuştu.
BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığını yürüten Mozambik
Büyükelçisi Pedro Comissario Afonso, konseyin oturumunun açılışında
salondakileri Reisi ve beraberindeki heyet için bir dakikalık saygı duruşuna
davet etmiş, “Oturuma başlarken Rusya, Çin ve Cezayir delegasyonlarının
talebi üzerine ve Güvenlik Konseyi üyeleri adına hazır bulunan herkesten ayağa
kalkmalarını ve helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı İbrahim
Reisi, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve tüm yolcuların anısına
bir dakikalık saygı duruşunda bulunmalarını ve bu şekilde hayatını
kaybedenlerin ailelerine ve İran İslam Cumhuriyeti halkına başsağlığı ve
taziyelerini sunmalarını rica ediyorum” demişti. Rasthaber 21.05.2024
Seyyid İbrahim Reisi'nin şehadeti bütün ruh hastalarını
bir araya getirmiş.
Normalde birbirlerine kanlı bıçaklılar ama konu İran olunca
birleşi veriyorlar şizofrenler. PKK'lısı, FETÖ'cüsü, El Kaide'cisi, laik
seküler, Milliyetçi ve faşist İslamcıları... İsrail Kanal 14 spikeri, Muyittin
Kaya 21.05.2025
İran İslam Cumhuriyeti Şehit Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi'nin
yoksulluk içinde büyüdüğünü anlatıyor.
Ve Cumhurbaşkanlığı döneminde bile
kenar bir mahallede yaşıyor.
Ülkenin en tepe ismi İmam Seyyid Ali Hamanei 2 odalı bir evde yaşıyor. İmam
Humeyni (r.a.) öyleydi. Hatta merhum imama soruyorlar:
Neden böyle yoksul yaşıyorsun?
Verdiği tarihi cevap:
“Bir Halkın Lideri Halkın En Aşağı
Tabakası Gibi Yaşamadıkça, Halkın Lideri Olamaz.“
Onlar hırkasında onlarca
yama olan, her seferinde çarığını diken adil bir devlet başkanı İmam ALİ’yi,
Hatemü’l Enbiya Hz. Muhammed Mustafa’yı örnek alıyordu.
Muyittin Kaya 21.05.2024
Fravun ABD çöküşünün ilanı: Lahey Mahkemesi, Netanyahu
Hakkında Tutuklama Kararı Çıkarırsa Onu Cezalandırırız.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı, Siyonist rejimin liderleri hakkında
tutuklama emri çıkarılması ihtimali hakkında şu iddialarda bulundu: ‘Bu eylemin
gerçekleşmesi halinde Washington, Lahey Mahkemesi'ni cezalandıracak ve yaptırım
uygulayacaktır.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson şunları söyledi: ‘Bu
ülkenin yasa koyucuları, Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında
tutuklama kararı çıkarılması durumunda Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptırım
uygulanması seçeneğini değerlendiriyor.
Beyaz Saray'ın liderliğinin yokluğunda Kongre, yaptırımlar da
dâhil olmak üzere UCM’yi cezalandırmak için tüm seçenekleri değerlendiriyor. Bu
kuruluşun yetkilileri şunu bilmelidir ki, eğer UCM İsrail liderlerini tehdit
ederse bunun sonuçlarına katlanacaktır. Bu sürece gör bir sonraki seçenek
biziz.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin İsrail veya ABD üzerinde yargı
yetkisi yoktur ve Lahey Mahkemesi'nin temelsiz ve gayri meşru kararı küresel
çapta kınanmalıdır.’
Dün Lahey Mahkemesi
savcısı, Gazze'ye yönelik savaşa ilişkin belge ve delillerin incelenmesine değinerek
şunları vurguladı: ‘İsrail yetkilileri sistematik olarak Filistinlileri temel
yaşamdan mahrum bırakıyor. Binyamin Netanyahu ve Yoav Galant (Siyonist rejimin
Başbakanı ve Savunma Bakanı), Gazze'deki Filistinli sivilleri temel yaşam ve
hayatta kalmak için gerekli temel ihtiyaçlardan mahrum bıraktı. Bugün Netanyahu
ve Gallant hakkında tutuklama kararı çıkarılması yönündeki talepler Lahey
Mahkemesi'ne ulaşacak, biz de bu konuda gerekli eylemlerde bulunacağız.’
Güney Afrika hükümeti, Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Karim
Han’ın Siyonist rejimin liderleri hakkında tutuklama emri çıkarma çabalarını
memnuniyetle karşıladı. Fransa Dışişleri Bakanlığı da Salı günü yaptığı açıklamada,
“Paris, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni, onun bağımsızlığını ve cezadan muaf
olma ile mücadeleyi her koşulda destekliyor” dedi. Rasthaber 21.05.2024
Basiret başka bir şey ahmaklarda olmaz.
"Eğer insanlarda basiret olsa, fitne dumanları onları yanıltamaz.
Eğer basiret olmazsa, insanın niyeti iyi de olsa bazen yanlış tarafta yer alır.
Siz savaşta yolu tanımazsanız, haritayı bilmezseniz, elimizde pusula olmazsa,
bir de bakarsınız ki düşman tarafından kuşatılmış ve kaybetmişsiniz. Bu pusula
söz konusu basirettir.“ İmam Ayetullah Seyyid Ali Hamenei. Muyittin Kaya
21.05.2024
BMGK Üyelerinin Reisi İçin Saygı Duruşunda Bulunması
Katil İsrail’i Çıldırttı
Siyonist İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan, dün
helikopter kazasında şehit olan Reisi ve beraberindeki heyet için saygı duruşunda
bulunan BM Güvenlik Konseyi’ne tepki gösterdi.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde dün helikopter
kazasında şehit olan İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyet
için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunulmasına katil İsrail sert tepki
gösterdi.
Siyonist İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan yayınladığı
video mesajda, sanki Gazze’de 40 bine yakın sivili kendileri katletmemiş gibi İran’a
yönelik asılsız iddialarda bulunarak şunları söyledi: “Rehinelerimizi kurtarmak
için hiçbir çaba sarf etmeyen BM Güvenlik Konseyi, bugün başlarını İran'da, İsrail'de
ve dünyanın dört bir yanında binlerce kişinin ölümünden sorumlu olan bir adama
eğdi. Güvenlik Konseyi dünya barışı için bir tehlike haline geldi”
dedi.Rasthaber 21.05.2024
İmam Hamaney h.s..
Çağrıda bulundu!
(Dünyada vicdanı uyanmışlara
yönelik bir çağrı)
“İslam sisteminde yönetim, insanlık ve hedefler ilahidir.
Amaç, insanın adaleti ve onuru, yeryüzünün iyileştirilmesi,
zamanın bereketi, nihayi olarak tevhidi hayat ve insanın Allah'a yakın olmak
için yükseliştir. Yöntemler ise kollektif akıl ve tecrübeden yararlanmak, düşünceleri,
dilleri, etkili güç ve insanların istikrarlı adımlardır.
Bu, Kur’an ve İslam
ilminin takipcilerine hediye ettiği zekice bir plandır ve bu plan içerisinde şeriat
ile akıl, gayb ile şuhud iç içe yoğrulmuş ve hizalanmıştır. Bu, makro
politikalar alanında şaşırtıcı ve ilgi çekici bir olgudur ve din karşıtı
(Laik-ateist) veya agnostik sistemlerin acı gerçeklerini yansıtarak, cazibesini
her geçen gün artırmaktır.
Dünyanın her
yerindeki uyanmış vicdanlara genel davetimiz, adalet ve özgürlük iddiasında
bulunan ancak dini maneviyata yabancı olan sistemlerin başarısız deneyimlerine
bakmaları; baskı ayrımcılık ve artan yolsuzluk, ahlaki güvenliğin yok edilmesi,
ailenin temellerininin zayıflaması ve kadının onurunun çiğnenmesi, eş ve anne
statüsünün bozulması ve medyadaki gerçek uyandırıcı bilgiler karşısında alınan
önyargılı cephenin baskısını görmeleri;
Bu münafık, iki
yüzlü ve taguti sistemlerin etki alanındaki daha birçok diğer karanlık kör
noktayı görüp, İslam yönetiminin kapsamlı ve istikrarlı planı üzerinde düşünmeliyiz.
Bugün Gazze’deki gaspçı Siyonist rejimin vahşi soykırım ve binlerce savunmasız
çocuk, kadının öldürülmesi ve ardından bu sözde hükümlerin desdeği; Batılı
Liberaller, bu kana susamış kurta desdeğiyle, Batı özgürlüğünün ve İnsan haklarının
ne anlama geldiğini uyanmış vicdanlar için açığa çıkartıyor..“ Not Dün Uzmanlar
Meclisine yaptığı konuşmadan alıntı.Levent Şişman @levent_sisman 22.05.2024
“Şehit olmanın şartı şehit gibi yaşamaktır.
Eğer bugün, sözleri, davranışları ve ahlakı şehitlik kokusu
saçan birini görürseniz, bilin ki şehit olacaktır.“
Şehid Komutan Kasım Süleymani. Ali Cevahir @divan38, 23.05.2024
İbrahin Reisi’nin, savaş zamanı
(1980‘ler) yaptığa konuşma.
İbrahim (a.s)
ayaklandı putları kırdı onu ateşe attılar ama o tüm benliği ile aşıktı
Allah(c.c) aşkıyla doluydu. Peygamber efendimize lakap taktılar Ona büyücü
dediler. Ona tevbe haşa mecnun dediler. Attıkları bu iftiraları ve tuzakları
siz Kur’an’da okuyorsunuz. Ama Peygamber’i Ekrem Allah‘ın dininş payıdar kalsın
diye direndi. Hüseyin bin Ali (a.s), kadınıyla, çocuğuyla,
altı aylık bebeğiyle Allah’ın dinine yardım etmek için Kerbela’ya gittiler.
Allah(c.c), (dinine
yardım edene) yardım eder. Bu Allah’ın sünnetidir, …bu Yaratıcının iradesidir.
Bize buyrulan, biz daima hazırlıklı olmalıyız. Kendimizi salih ve muttakilerden
yana tutmalıyız. „Gerçekten yeryüzüne salih kullarım varis olacaktır“ diye yazmıştık.
(Enbiya, 105)
Yer, Salihlerindir. Zemin, Muttakilerindir. Akibet
Muttakilerindir. (Hut,49) Düşmanlar ne isterlerse yapsınlar.
Bilsinler ki bu dünyanın ve Küre-i Arzın geleceği, Mebde‘ ve
Mead inancına sahip olan kişilerindir. Ve Allah(c.c) için çalışanlarındır.
Çünkü Kur’an buyurmuştur ki, „Gerçekten yeryüzüne Salih kullarım varis olacaktır“
diye yazmıştık. (Enbiya,105)
Zemin, Salihlerin ve
Muttakilerindir. Bizler Salihlerden ve Muttakilerden olmaya çalışmalıyız. Arif
Özel @ArifOzel2, 24.05.2024
"Gökkubbenin altındaki unsurlarımızın en iyilerinden birini
yitirdik.
Çaremiz yok bunlara
tahammül edilmelidir." Rehber Seyyid İmam Hamenei. GazzaHaber
@akbulut_murtaza 24.05.2024
İmam Hamanei:
İnsanların önünde Kurban
kesmeyin.
Elinizin ulaştığı kadar akrabalara ve arkadaşlarınza söyleyin. İnsanlar
ve çocukların önünde kurban kesmesinler. Bakın kötülüğü ikaz etmediğimizde doğrumuş
gibi algılanıyor ve bu bir fazilet değil, rezilliktir. Söylemiyorum bir çocuğun
önünde kurban kesilirse sonu ne olur! Kim demiş gelinin önünde kurban kesin ve
kana basarak üzerinden geçsin.Bu avamcılık ve cehalet yetmedi mi? Birinin çocuğu
dünyaya gelmiş, biri hacdan gelmiş. İnsanların önünde kurban kesmeyin, çocukların
akibeti ile oynamayın! Kimsenin görmediği bir yerde kesin ve etini fakirlere dağıtın.
İslam oyuncak değil ki. Bui iş yanlış. Ayetullah Fatiminiya. Sedar 17.06.2024
Kudüs şehidi Şehit Hacı Kasım Süleymani'nin kızı Zeynep Süleymani;
“Babam maaşının yarısını mazlum Filistin
halkına infak ediyordu.“ Segbetullah Naser 17.06.2024
HAMAS, ''Aksa Tufanı'' öncesinde büyük bir iç hesaplaşma
yaşadı.
İçinde Katar
(Temim)-AKP (Erdoğan)-Yusuf Karadavi gibi kişilere yakın olan siyasileri pasife
çekti.
Yahya Sinvar-Muhammed Dayf siyasi/askeri liderliğinde dünyanın gidişatı
etkileyen operasyonu başlattı.
Mısır’daki İhvan-ı
Müslimin sessizliğinin, AKP ve körfezdeki işbirlikçi Arap rejimlerininin İsrail’e
desdeğininin bir neden de HAMAS’ın siyasi kanadı içinde yaptığı tasfiyelerdir.
Direniş Cephesi; Siyonizme, Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine
darbe indirmeye devam edecek. İslami Vahdet 17.06.2024
Dünya Müslümanlarının ve Mustazaflarının Lideri İmam
Ali Hamaney Hazretleri:
“Düşmana göre en aşırı
kişi İmam Humeydi.“
Onlara göre o
dönemde en “aşırı“ kişi Büyük İmamımız (İmam Humeyni) idi. Şimdi de en “aşırı“
kişi olarak beni görüyorlar. Ilımlının mukabilinde aşırı yoktur, ılımlının
mukabilinde munharif vardır. Onlar İnkilab yolunda azimli ve kararlı olan
kimseye aşırı (tondro) diyorlar.
Yani Hizbullahi
Müslümanlara aşırı diyorlar. Kendilerine teslim olan kimselerden de “ılımlı“ şeklinde
bahsediyorlar. Onların karşısında teslim olan kim var.
Diyorlar ki İran’da “ılımlı
yoktur hepsi “aşırıdır“.
Çok güzel işte bu
söz doğrudur.
Ne mutlu ki
kendileri de itiraf ediyorlar.
İran’da tek Kutup
vardır: Inkilap ve karşıt da İstikbar. Ali Ekber 18.06.2024
Dünya Müslümanlarının ve
mustazaflarının lideri İmam Ali Hamaney Hazretleri, yıllar önce yaptığı konuşmada:
“Müstekbirleri yok
etmenin yolu onların süper güç imajını yıkmakla olur.“ demişti.
Halklar; her zaman
Allah’a tevekkül edip vahdet kelimesiyle Dünya’nın süper güçlerini kalbinden
atarsa, hedeflerini elde edebilecektir. Her şeyden önce süper güçler heybet ve
ululuk içinde yaşarlar. Eğer, heybet ve ululuk, halkların gözünde kırılırsa (yıkılırsa),
halklar zafer elde edebileceklerdir. Ali Ekber 18.06.2024
Pakistan: Ayetullah Hamanei’nin Dünya Meseleleri Üzerine Kapsamlı ve
Derin Çalışmaları Var
Pakistan Senatosu
Savunma İşleri Komitesi Başkanı şunları vurguladı: Ayetullah Hamanei'nin
Filistin ve dünyanın durumu hakkındaki kapsamlı ve eksiksiz konuşmaları, onun
kapsamlı çalışmaları olduğunu gösteriyor.’
İslam İnkılabı'nın kurucusu
İmam Humeyni'nin (r.a.) vefatının yıldönümü münasebetiyle başta İran olmak
üzere dünyanın her yerinde anma törenleri düzenlendi.
Pazartesi günü, İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu İmam
Humeyni'nin vefatının 35. Yıldönümü münasebetiyle farklı düzeylerde kişi ve
yetkililer İmam’ın (r.a) Tahran’daki türbesine geldi ve İmam Hamanei’nin burada
yaptığı konuşmayı dinlediler. Bu törende İslam ülkelerinden ve diğer ülkelerden
yabancı konuklar da hazır bulundu. Bu törende Pakistan hükümeti ve halkı adına
Pakistan Senatosu Savunma İşleri Komitesi Başkanı hazır bulundu. Pakistan
Senatosu savunma işleri komitesi başkanı Müşahid Hüseyin Seyyid, bu törenin ardından
bir röportaj verdi.
Röportajın tam metni
şöyle:
*İmam Humeyni'nin (r.a) vefat yıldönümü töreninde İmam Hamanei’nin
yaptığı önemli konuşma hakkındaki analiziniz nedir?
“İmam Humeyni'nin
vefat yıl dönümü törenine katıldığım için mutluyum. Devrimin yüce lideri çok
kapsamlı bir konuşma yaptı. Onun konuşmasını dinleyen herkes onun dünya
meseleleri hakkında ne kadar geniş kapsamlı çalışmalar yaptığını, dünya düşünce
kuruluşlarında olup bitenlerden haberdar olduğunu anlayacaktır.
Ayetullah Hamanei, İmam
Humeyni’nin (r.a) vefat yıl dönümü konuşmasında üç konuya değindi. Gazze ile
ilgili birçok hususa değindi ve dünyaca ünlü gözlemcilerin açıklama ve
analizlerini isim vermeden aktardı.
Gazze hakkında da şunları söyledi: Aksa Tufanı operasyonu dünyanın
gidişatını değiştirecek büyük bir olaydır. Bu operasyon, İsrail rejiminin yıkılmasının
başlangıcıdır.” Bu dünyaya açık bir mesajdı ve aynı zamanda Aksa Tufanı
operasyonunun etki ve sonuçlarına da değindi.
Ayetullah Hamanei, Şehit
Reisi’yi onurlandırarak şöyle dedi: O, İmam Humeyni'nin (r.a) gerçek bir
takipçisiydi ve onun yolunu sürdürdü. Geçmişte birçok cumhurbaşkanı geldi ama
bu cumhurbaşkanının halkla ilişkisi çok istikrarlıydı. Ayrıca İran'da yaklaşan
seçimlerden ve iyi bir cumhurbaşkanının özelliklerinden de bahsettiler,
gerçekten eksiksiz ve kapsamlı bir konuşmaydı.
*İmam Hamanei konuşmasında
şunları söyledi: “Filistinliler Aksa Tufanı operasyonunda sahaya girdiler,
harekete geçtiler ve düşmanı sahadan kaçamayacağı bir köşeye sıkıştırdılar. Her
ne kadar Amerika ve birçok batılı hükümet bu rejimi desteklemeye devam etse de
onlar işgalci rejimin hiçbir çıkış yolu olmadığını biliyorlar.” Bu konuda
analiziniz nedir?
Evet! Ayetullah
Hamanei’nin bölgenin sorunlarını tamamen bildiklerini ve kapsamlı analizler
sunduklarını söyledim ve İsrail'in Amerika olmadan ayakta kalamayacağına şahit
oluyoruz.
Ayetullah Hamanei, tarihte ilk kez Hıristiyanların ve diğer din
mensuplarının İsrail'e karşı gösteri yaptığına da dikkat çekti.
*İmam Hamanei, Amerikalı öğrencilere mektup yazdı, bu
konudaki analiziniz nedir?
Bu mektup çok umut
verici. Ayetullah Hamanei, ABD’deki öğrenci hareketini destekleyen ilk Müslüman
liderdir. İmam Humeyni'nin (r.a) 1989'un başlarında Sovyetler Birliği'nin son
başkanı Mihail Gorbaçov'a komünizmin ölümü ve Sovyetler Birliği'nin Batı'ya
güvenmekten kaçınması ve onu İslam'a davet ettiği bir mektup yazdığını hatırlıyorum.
İmam Humeyni'nin (ra) bu mektubunda bahsettiği noktalar aynen gerçekleşti.
Ayetullah Hamanei'nin Amerikalı öğrencilere yazdığı mektubu okuyunca aklıma İmam'ın
(r.a) bu mektubu geldi. Ayetullah Hamanei bu mektubunda Amerikalı öğrencileri
onurlandırdı ve onlarla dayanışma içinde olduğunu ifade etti.
*İran cumhurbaşkanı
ve dışişleri bakanı birkaç hafta önce helikopter kazasında şehit olmuştu. Bu şehitler
İslam ülkeleri arasında, özellikle de İran ile Pakistan arasındaki ilişkilerin
güçlendirilmesinde nasıl bir rol oynadı?
Şehit Ayetullah
Reisi, İran İslam Cumhuriyeti hükümetini devraldıktan sonra komşuları ve
Müslüman ülkelerle stratejik ilişkilerini geliştirdi. Pakistan, Türkiye, Suudi
Arabistan, Azerbaycan vb. ülkelerle ilişkileri güçlendirmek için çok çalıştı.
Bu şehit son yurt dışı ziyaretlerinden birinde Pakistan'a geldi ve Pakistan onu
candan ve büyük bir sevgiyle karşıladı. Onun Pakistan ziyareti sadece siyasi
bir şahsiyetin ve bir cumhurbaşkanının ziyareti değil aynı zamanda bir İslam
âliminin ülkemize ziyaretiydi. Pakistan'a çok faydalı bir ziyaret gerçekleştirdi.
Bu ziyaretten bir hafta sonra İslamabad'daki büyükelçisi Sayın Ali Rıza
Mukaddem’i Tahran'a çağırdı ve bu ziyaret sırasında yapılan anlaşmaların gidişatına
ilişkin bir rapor talep etti ve bu ziyaret sırasında yapılan anlaşmaların gereği
gibi uygulanması gerektiğini söyledi.
*Gazze savaşında ateşkesle ilgili yeniden bazı tahminler başladı,
kalıcı bir ateşkes mümkün mü?
İsrail'in kararlarının
anahtarı Amerika'nın elindedir. Amerika savaştan çekiliyor. Netanyahu ateşkesin
sonucunun hükümetinin sonu olacağını biliyor. Öte yandan İsrail savaşta siyasi,
diplomatik, psikolojik, ahlaki ve hukuki açıdan başarısız olmuştur. Aradan 8
aydan fazla zaman geçmesine rağmen Tel Aviv Gazze'de hedeflerine ulaşamadı. Öte
yandan ateşkes Başkan Joe Biden için çok önemli. Savaş devam ederse Joe Biden
seçimi kaybedecek. Biden'ın partisi içindeki insanlar, İsrail'e verdiği destek
nedeniyle Joe Biden'a karşı çıkıyor. Biden ateşkesi durdurmak zorunda
kalacak.Rasthaber 06.06.2924
Eğer sorarsanız: ”Sessizlik nedir? “
Cevap veririz;” O
büyük Ruh’un sesidir. “
Yine sorarsanız;” Sessizliğin meyveleri nelerdir? “ diye,
Cevap veririz ; “ Kendi kendini kontrol , gerçek cesaret demek olan Metanet ,
Sabır , Vakar ve Saygı “
Kızılderili Sözü Aryan Trabtona 11.04.2024
İran
Meclisinde Bir kadın Milletvekili tüm ezberleri bozdu;
-Kahrolsun 'insansız‘
insan hakları
-Kahrolsun Milletsiz Birleşmiş milletler
-Kahrolsun Güvensiz Güvenlik konseyi..
-Ve Kahrolsun yapmacık siyasi pozlar.... Ali Cevahir 11.06.2024
İşte Lider
Seyyid Hasan
Nasrallah :
- İmam Ali (as)'ın Şiileri hiçbir zaman Gazze den ayrılmayacaklar ?
- İmam Ali'nin (as) Şii'leri olarak Müslüman
ve Hıristiyan kadınları koruyoruz ve bundan sonrada koruyacağız
- Gerçek bir Müslüman Gaza deki savaş sırasında
normal yaşayamaz! Ali Cevahir 11.06.2024
İmam Hamanei: Gençler! Siz Tarihi Bile
Değiştirebilirsiniz
İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei, uluslararası bilim yarışmalarında
ödül ve madalya kazanan İran’ın üstün zekalı ve seçkin öğrenciler ile bir araya
geldi.
Mehr’de yer alan habere göre, öğreniclere hitap eden İmam Hamanei,
''Gençlere inancım ve umudum çok fazla. Öğrenciler ülke için bir zenginliktir.
Üstün yetenekli öğrencilerin değeri madalyadan çok kıymetli. Sizler tarihi bile
değiştirebilirsiniz.'' dedi.
İmam Hamanei, konuşmasının bir bölümünde yaklaşan Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinin önemine değinerek, "Seçimler çok önemli. Seçimlerde katılımı
artırmak içi çalışın. İyi bir ismi seçmek için kimin İslam devriminin
kriterleri doğrultusunda çalışma yeteneğine sahip olduğuna bakınız."
ifadesini kullandı.
Ayetullah Hamanei, iktidara gelecek herhangi bir hükümetin
ülkenin siyasi bağımsızlığını koruması gerektiğini vurguladı.
İran İslam Cumhuriyeti'nin dünyanın temel meseleleriyle ilgili
görüş sahibi olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, ''Filistin, Amerika, dünyanın
temel meselelerinde ve yeni dünya düzeni gibi konularda söyleyecek sözümüz var.’’
diye konuştu.Rasthaber 17.06.2024
İslam İnkılabı Rehberi İmam
Seyyid Ali Hamanei, ABD üniversitelerinde Filistin’i destekleyen öğrencilere
hitaben kaleme aldığı bir mektupta bu
öğrencilerin anti-Siyonist
protestolarıyla dayanışma içinde olduklarını belirterek, onların direniş
cephesinin bir parçası olduğunu ifade etti.
Welayet News İmam Hamanei, mektubunda, Batı Asya’daki hassas
durumun ve kaderin değiştiğine değinerek, dünya tarihinde yeni bir sayfa açıldığını
vurguladı.
İmam Hamanei’nin
kaleme aldığı mektup şöyle:
“Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Bu mektubu vicdani hassasiyetleri ile Gazze’li mazlum kadın ve
çocukların sesi olmak adına yüreğini ortaya koyan Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki kıymetli öğrenci kardeşlerimiz için kaleme alıyorum.
Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki sevgili öğrenci gençler!
Bu mektup, bizim sizlerle dayanışmamızın, birlik ve beraberliğimizin
bir ifadesidir. Sizler tarihte yeni bir sayfa açılırken doğruluktan yana duruşunuzla
direniş cephesinin önemli bir kısmını oluşturmaktasınız.
Alenen zalim ve acımasız Siyonist rejimi destekleyen hükümetinizin
gaddarca baskısı altında onurlu bir mücadeleyi başlattınız. Büyük direniş
cephesi bugün sizin sahip olduğunuz aynı anlayış ve duygularla, sizden çok uzak
bir noktada yıllardır mücadele halindedir. Bu mücadelenin amacı, terörist ve cani
Siyonist çetesinin yıllar önce ülkelerini işgal ettikten sonra en ağır baskı ve
işkencelere maruz bıraktığı Filistin halkına uyguladığı zulmü durdurmaktır.
Bugün şahit olduğumuz Siyonist
Apartheid rejiminin uyguladığı soykırım, onlarca yıldır süregelen zalimce
davranışlarının devamıdır.
Filistin, Müslüman, Hristiyan ve Yahudilerden oluşan bir millete
ev sahipliği yapan, kadim bir tarihe sahip bağımsız bir bölgedir. İkinci Dünya
Savaşı'ndan sonra, İngiliz hükümetinin yardımıyla, Siyonist çetenin sermayedarları
binlerce teröristi yavaş yavaş bu topraklara yerleştirdi. Bu teröristler
Filistin halkının şehirlerine ve köylerine saldırdılar, on binlerce kişiyi
öldürdüler ve birçok insanı komşu ülkelere sürdüler; evlerini, pazarlarını ve
tarlalarını ellerinden aldılar ve gasp edilen Filistin topraklarında İsrail adında
bir devlet kurdular.
Bu gaspçı rejimin en büyük destekçisi, ilk İngiliz yardımlarından
sonra, sürekli olarak siyasi, ekonomik ve askeri destek sağlayan ve hatta mazur
görülemeyecek bir sorumsuzlukla, nükleer silah üretiminin yolunu açan ve bu
yolda onlara yardım eden Amerika Birleşik Devletleri hükümetidir. Siyonist
rejim, ilk günden itibaren savunmasız Filistin halkına karşı demir yumruk
politikası uygulamış ve tüm vicdani, insani ve dini değerleri hiçe sayarak, acımasız
ve yıldırıcı baskısını her geçen gün artırmıştır. ABD hükümeti ve ortakları, bu
terörist devlet ve sürekli zulmü karşısında kılını dahi kıpırdatmamıştır. Bugün
de ABD hükümetinin Gazze'deki korkunç katliamlar karşısındaki bazı açıklamaları,
gerçek olmaktan çok iki yüzlücedir.
Direniş cephesi bu karanlık ve umutsuzluk ortamından doğmuş, İran'da
İslam Cumhuriyeti'nin kurulması ile birlikte genişlemiş ve güçlenmiştir. ABD ve
Avrupa'daki en büyük medya kuruluşlarının çoğunu kendi tasarrufunda bulunduran
veya bu kuruluşları para ve rüşvet yoluyla etkisi altında tutan uluslararası
Siyonizmin önderleri bu insani ve cesur direnişi terörizm olarak tanıtmışlardır.
Kendi topraklarında, Siyonist işgalcilerin zulmüne karşı kendini
savunan bir millet terörist midir?! Bu millete insani yardımda bulunmak,
böylece bu insanların direnişine güç kazandırmak terörizme destek olmak anlamına
mı gelmektedir?
Despot küresel hegemonyanın liderleri, insani değerleri dahi yok
saymaktadırlar. Merhametten yoksun terörist İsrail rejimini kendini müdafaa
ediyormuş gibi yansıtırken, hürriyetini, güvenliğini ve kendi kaderini tayin
edebilme hakkını savunan Filistin direnişini terörist olarak adlandırıyorlar.
Bugün durumun değişmekte olduğunu size temin etmek istiyorum. Batı
Asya'nın bu hassas bölgesini başka bir kader beklemektedir. Küresel ölçekte pek
çok insanın vicdani uyanışı ile birlikte gerçekler ortaya çıkmaktadır. Halihazırda
güçlenmiş olan direniş cephesi giderek daha da güçlenecektir. Tarihte yeni bir
sayfa açılmaktadır.
Siz değerli öğrencilerin yanı sıra Amerika Birleşik
Devletleri'ndeki onlarca üniversitede ve diğer pek çok ülkede de üniversiteler
ve insanlar bu durum karşısında başkaldırı halindedir. Üniversite hocalarının sizi
desteklemesi ve arkanızda durması, hükümetin polis şiddeti ve size uyguladığı
baskılar karşısında bir nebze de olsa teskin edici olması açısından önemli ve
etkili olabilecek bir husustur. Ben de siz değerli gençlerle aynı duyguları
paylaşıyor ve direnişinizi takdir ediyorum.
Kur'an'ın biz Müslümanlara ve dünya halklarına öğrettiği ders, hak
yolunda sebat etmektir: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.“ Kur'an'ın insani ilişkilerle
ilgili öğüdü ise şöyledir: “Ne zulme boyun eğiniz ne de zulm ediniz.“ Direniş cephesi,
bu ve buna benzer yüzlerce öğretiyi benimseyerek ve uygulayarak ilerleyecek ve
Allah'ın izniyle zafere ulaşacaktır.
Kur'an'la tanışmanızı tavsiye ederim.“ Seyyid Ali Hamanei 25 Mayıs 2024/Rasthaber 22.06.2024
Amerikan
üniversitelerinden birinde Amerikan gençliği tarafından Hazreti İmam
Hamanei'inin Fotoğrafı asıldı.
Resmin altında şu
ifadeler yazılıydı:
Amerikalı erkek ve kızların yüce İmamı, Onurlu desteğiniz için size teşekkür
ediyoruz.İslami Davet 23.06.2024
Akıl
Sahipleri
Dinin beli ve omurgası maneviyatın merhamet ve marifet
kaynağı tarikat’da zikir,zihnin arınıp kulun Hak’ka yolculuk ve Hak’da yolculuğunu hazırlayan fenafillah’ın hazırlık başlangıcıdır.
Cehenneme
açılmış yol
kendisine faydası olmayan
bütün amelini son 2 senesinde berbat eden Ebu Bekirin mezarından icazet alan… insanları islamdan sapıtan şeytanın 20 civarında yardımcı hizibinden Nakşi Tarikatın’da ise Zihnin Rabita/Zikir ile şeyhine bağlanması;
yani
böylece şeytan şeyhi süretinde
zihni/kalbi iradesi altına alıp izine düşürmesi olarak inanılıp faliyet gösteriyor.
Ayrıca,Eski
Diyanet İşleri Başkanları Türkiye’deki islamın, islam olmadığını söyledi.
Tarikat ve Rabita nedir. Ferit Aydın
https://search.app/xRTNApuWGpaL2LZ26
Haci Bayazit 24.06.2024
Gadir-i Hum İslam
kaynaklarının hiç birinin inkar edemediği hakikat. Veda Haccın’dan Dönen Peygamberimize
Allah(c.c) Maide Süresi 67 Ayetin’deki şunu buyurdu:
Ey Peygamber!
Rabbin’den sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan O’nun
mesajını iletmemiş olursun. Allah(c.c) seni insanlardan koruyacaktır… bu ayet
indikten sonra 100 veya 120 bin kişilik sahabe topluluğuna hutbe okuyup, Akabin’de
Hz Ali’yi yanına çağırarak elini kaldırıp, Ben kimin mevlasıysam, Ali’de onun
mevlası’dır. (Mevla sorumlu efendi lider.) Diyerek kendisinden sonraki İmamın
halifenin Ali olduğunu ilan etmişti.
Bu ilan’dan sonra inen
ayet:
Bu gün dininiz kemale erdirdim; Üzerinizdeki nimetimi tamamladım
ve size din olarak islam’ı seçtim. Maide/3
Gadir-i Hum Bayramı İslam
Ümmetinin, Mazlumların Direniş ekseninin salamet ve zaferine vesile olsun, İnşAllah.
Muhiyyittin Kaya 24.06.2024
Nasrullah: İran ve İslami Düzen İslam Dünyasının
Geleceğini Belirlemekte
Helikopter kazasında şehit olan İran
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abullahiyan ve diğer
yetkililer için bugün Tahran'da anma töreni düzenlendi.
Törene video konferans aracılığıyla katılan
Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah, gerçekleştirdiği
konuşmada; Lübnan halkı ve direnişi adına İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid
Ali Hamanei'ye, ülke yetkililerine ve İran halkına taziye dileğinde bulundu.
Hasan Nasrullah, tehditleri fırsata
çevirmenin önemine vurgulayarak; ''Büyük bir olayla karşı karşıya kaldık,
liderlerimizi kaybettik ama tehditleri fırsata çeviriyoruz ve bu da yeni bir
hareketin ve hayatın doğmasına yol açıyor.'' dedi.
Kudüs Gücü eski Komutanı Süleymani ve Haşdi
Şabi eski Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis'e yapılan terör saldırısına değinen
Nasrullah, ''İki büyük komutanın şehadetinin ardından İslam Devrimi ve
bölgedeki tüm direniş hareketleri yeniden yükseldi. Bunlar İslam Devrimi Lideri’nin
tedbirli yönetimi sayesinde gerçekleşti.’’ ifadesini kullandı.
Hasan Nasrullah, İran milletinin helikopter kazası olayla ilgili
takındığı tavırla barış ve huzur konusunda tüm dünyaya örnek olduğunu söyledi.
Hizbullah lideri, “Tüm Dünya, şehit
Reisi, Emir Abdullahiyan ve diğer şehitlerin görkemli cenazesine tanık oldu.
Milyonlarca kişinin katılımıyla düzenlenen cenaze töreni dostlarına ve düşmanlarına
güçlü bir mesaj verdi.” açıklamasında bulundu.
Yarın yapılacak Cumhurbaşkanlığı
seçimlerine değinen Hasan Nasrullah, “Doğal olarak artık herkes Şehit Reisi ve
beraberindekilerin cenaze töreninde büyük katılım gösteren İran milletinin
tutumunun Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansımasını istiyor.” dedi.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri, “Günümüzde İran ve İslami
düzen sadece İran'ın geleceğini değil, tüm bölge ülkeleri ve halklarının
kaderini, İslam dünyasının geleceğini belirlemektedir.” diye konuştu.
Hasan Nasrullah, İran İslam
Cumhuriyeti'ni bölgede varlığını sürdüren zalim, yağmacı ve emperyalist güce
karşı "sağlam bir kale" olarak nitelendirdi./mehr Rasthaber
27.06.2024
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Esad'a Yanıt
Cuma namazını Üsküdar’da bulunan Hz. Ali Camii’nde kılan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın
"Suriye'nin Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan tüm girişimlere
açık olduğunu" söylediğini aktaran bir gazetecinin, "Türkiye ile
Suriye arasında yeniden diplomatik ilişkiler kurulur mu?" sorusu üzerine şunları
kaydetti:
Kurulmaması için hiçbir sebep yok. Yani
biz Suriye'yle bu ilişkileri geliştirmekte geçmişte nasıl birlikteysek yine aynı
şekilde birlikte hareket ederiz. Suriye'nin de iç işlerine karışmak gibi bir
derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz. Çünkü Suriye halkı bizim kardeş halklar
olarak beraber yaşadığımız bir topluluktur. Nasıl ki biz Suriye'yle ilişkilerimizi
çok çok canlı tuttuysak geçmişte, ailece görüşmelere varıncaya kadar
biliyorsunuz Sayın Esad ile biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey
kesinlikle mümkün değil, yine olur. Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi de bir
derdimiz asla yok.
1
Rasthaber
29.06.2024
İmam Hamanei:
İŞİD'e 7 trilyon
dolar harcadılar. Amaçları İran'ı işgal etmekti. Direniş ekseni düşmanın planını
boşa çıkardı.Zülfükar 29.06.2024
İmam Hamanei: ABD'li öğrencilerin Gazze'yi savunma hareketi, dünyada
temiz vicdanların varoluşunu gösteriyor
İmam Hamanei, Uluslararası
Direniş Şehitleri ve Harem Savunucuları Kongresi düzenleme komitesi üyeleriyle
yaptığı görüşmede, Amerikan üniversitelerindeki öğrencilerin Gazze halkını
savunma hareketini, dünyada temiz vicdanların varlığının bir örneği olarak değerlendirdi.
Welayet News - İmam Hamanei,
Uluslararası Direniş Şehitleri ve Harem Savunucuları Kongresi düzenleme
komitesi üyeleriyle yaptığı görüşmede, Amerikan üniversitelerindeki öğrencilerin
Gazze halkını savunma hareketini, dünyada temiz vicdanların varlığının bir örneği
olarak değerlendirirken "Önemli olan, harem savunmasının aslında insanlık
ideallerinin savunması olan bu mesajın, dünyadaki temiz vicdanlara ulaştırılmasıdır."
dedi.
İnkılap Rehberi, Uluslararası Direniş Şehitleri ve Harem
Savunucuları Kongresi düzenleme komitesi üyeleriyle yaptığı görüşmenin metni,
bu sabah İmam Rıza Türbesi'nde düzenlenen kongre yerinde yayımlandı.
İmam Hamanei, bu görüşmede, harem savunucularını şaşırtıcı ve
önemli bir olgu ve İran İslam Cumhuriyeti sisteminin dünya görüşünün bir
tezahürü olarak nitelendirerek " Farklı milletlerden gençlerin harem
savunucuları olarak varlığı, İslam Devrimi'nin kırk yılı aşkın süredir aynı
devrimin ilk coşkusunu ve destanını yeniden üretme gücüne sahip olduğunu
gösterdi." dedi.
Rehber ayrıca " İmam Humeyni (r.a.), İslami hareketin ilk
günlerinden ve İslam Devrimi'nin başlangıcından itibaren her zaman yabancıların
müdahalesine ve küresel ve bölgesel bakış açısına dikkat etmiş ve iç
meselelerle meşgul olmamayı öğütlemiş ve bu konuda gerekli uyarıları yapmıştır."
ifadelerini kullandı.
İmam Hamanei, düşmanın çok tehlikeli planlar hazırladığı
ülkelerdeki harem savunucularının varlığını, İslam Devrimi'nin dünya görüşünün
bir tezahürü olarak nitelendirerek " Düşman, bölgeyi ele geçirerek ve aynı
anda İran'a ekonomik, siyasi ve aynı zamanda "dini ve ideolojik" baskılar
uygulayarak İslam sistemini yok etmeyi planladı ancak inançlı bir grup genç, İran
İslam Cumhuriyeti merkezli olarak, bu pahalı emperyalist planı bozdu."
dedi.
İnkılap Rehberi DAEŞ ve onunla bağlantılı grupların ABD ve Batı'nın
askeri ve propaganda desteğiyle oluşturduğu zalim ve insanlık dışı yapısına değinerek
" Bu yapıların amacı, bölgeyi ve özellikle İran'ı güvensiz hale getirmekti
ancak harem savunucuları bu büyük tehlikeyi de bertaraf etti." ifadelerini
kullandı.29.06.2024
“Karanlıkta dile getirmekten çekindiğiniz hakikat, birgün
aydınlıkta işitilecek ve gizli mekânlarda öğrendiğiniz inancı, bir gün çatılardan
haykıracaksınız!”
Hz.İsa Aleyhisselâm.
Evet bügün medyadan haykıriliyor Hizbullah ve Hamas terör örgutü değildir.Direniş
En Ebulfeyz 01.07.2024
İmametin Velayetine
Tutunalım.
Hand
olsun Allah’a ki bizi İmam Ali’nin ve Masum Evlatlarının vilayetine
tutunanlardan karar kılmıştır.
Bu
tutunma nasıldır?
Evet,
vilayete tutunmanın bir bölümü kalbi olarak tutunmaktır. Siz vilayeti kabul
edersiniz. Çok iyidir, çok gereklidir ve şüphesiz çok da etkilidir. Ama
tutunmanın tamamı bu değildir.
Tutunmanın
manasını şöyle görüyoruz;
devamlılığı
ve hareketi olmalıdır. Evet o fedakarlık, maneviyat. Marifet, Allah’ı tanıma,
ibadet… yakarış ve Allah’a teveccühler… Bunları ki biz layığıla yerine
getiremiyoruz… Bunlarda biz çok çok gerideyiz… Ama beşeri, toplum idaresi,
hükümet vb, sıfatlar noktasında biz bunları yapabiliriz. O büyük şahsiyetler kadar olamayız ancak bu
minvalde hareket edebiliriz biz. İşte bu Emir’el Müminin’in (a.s) vilayetine
tutunmaktır. Rehberimiz Seyyid Ali Hamenei anlatıyor. Direniş Eri Abulfez
03.07.2024
Barnabas İncili, bu kitap hakkında öyle söylentiler ortaya atıldı
ki... Hz. Muhammed'in ilk müjdelendiği kitap olduğu iddiası da onların başında
geliyordu. Türkiye'de özellikle gündem yapılan bu kitabın, Genelkurmay Başkanlığı'nın kozmik odasında olduğu dahi iddia edildi.
Tabi ki bu iddiaların hedefi
rastgele değildi, kaynağında da belli bir cemaate mensup insanlar vardı. FETÖ,
evet yanlış duymadınız, FETÖ müritleri böylesi bir kitabın saklandığını, içeriğinde
ise bazı varsayımlarla medyayı işgal etti.
Bunun sebebini ise Gazeteci Soner Yalçın, Tağut kitabında şu sözlerle yazdı.
“Eğer 15 Temmuz gerçek olsaydı,
Barnabas İncili bulunacak ve Fetullah Gülen müjdelenen bir mesih olarak gelecek“
Tüm bu iddiaları ortaya atanları,
amaçlarını, Barnabas kitabının aslını, ilk nerede kendisinden söz ettiğini ise
Soner Yalçın Tağut'ta yazdı. Odatv.com
13.07.2024
Dışişleri Bakanı Fidan, Hamas Lideri İle Görüştü
Diplomatik kaynaklardan aktarılan bilgiye göre Dışişleri Bakanı
Hakan Fidan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye ile telefon görüşmesi
gerçekleştirdi. Görüşmede, Gazze'de felaket seviyesine varan insani durum ve
Gazze'nin kuzeyinde artan açlık ve hastalıklar sonucu ortaya çıkan kaygı verici
gelişmeler değerlendirildi. Ayrıca, Bakan Fidan ile Hamas Siyasi Büro Başkanı
Heniyye ateşkes müzakerelerindeki son durumu görüştü
Rasthaber 17.07.2024
SATANİSTLERDEN GERİ ADIM!
Paris Olimpiyatlarının, Satanist ve LGBT sembolleri ile dolu “Açılış
Töreni” görüntüleri YouTube'dan kaldırıldı. Ayrıca Olimpiyat Komitesi, kendi
sayfasındaki tüm video kayıtlarını sildi. Çünkü tüm dünyadan çok büyük tepki
geldi. Satanistlerin Abdurrahman Dilipak 27.07.2024
Hayıflanmak Değil, Hazırlık Zamanıdır
Bismillah
“Yoksa sizden önce gelip geçmiş olanların başlarına
gelen zorlukların benzerinin sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi
mi sandınız...?!” Bakara/214
Kendi ailesinden kırka yakın evladı ve yakın akrabasını
şehid verdiği halde dimdik duran, şehadeti arzulayan, daha şehadetinden
saatlerce önce İmam Hamanei ile yaptığı görüşmede “ Bir yiğit ölür başka
bir yiğit ayağa kalkar, İslam ümmeti ebedi kalacaktır” diyen İsmail Haniye gibi
birine de zaten normal ölüm değil şehadet yakışırdı.
İmam Hamanei bu büyük mücahidin şehadeti münasebetiyle yayınladığı
mesajda “intikamını almak ev sahibi olarak bizim görevimizdir” diyerek Siyonist
rejime gereken cevabın verileceğini ortaya koydu ve ilgili kesimlerin görevini
belirlemiş oldu.
Siyonist Rejim ve Batı Sulta Sistemi Allah’ın halis
kullarından birini şehid etmekle geçici bir sevince kapılabilirler, ama
onların bu sarhoşluğu uzun sürmeyecektir, inşallah.
İçimizdeki kafir, münafık ve bağnaz kesimlerin başta İran
olmak üzere Direniş Cephesini, dostlarını, misafirlerini korumakta aciz kaldığını
ve intikam söyleminde zayıf, etkisiz tepkiler göstereceğine dair düşman
propagandalara gelince;
1-Hamas’ın Siyasi Lideri İsmail Haniye’nin Tahran’da
iken şehid edilmesi stratejik olmaktan ziyade sembolik bir bir
hadisedir. Bu, olayın önemsiz olduğu anlamına gelmez elbet, ama düşman açısından,
savaşın/direnişin seyrini belirleyici bir yönü yoktur. Çünkü bu
cinayet Filistin direnişi başta olmak üzere bölgedeki direniş ekseni üzerinde
en küçük bir olumsuz etki bırakmayacak ve tam aksine direnişin
azmini ve gücünü daha da artıracaktır. Olayın Direniş Ekseninin merkezi İran’da,
başkent Tahran’da vuku bulması sindirilmesi kolay bir hadise olmadığı
için psikolojik yönü bakımından oldukça ağırdır.
2-Gerçek şu ki, terörist çeteler rejimi, Batının tüm
sultacı güçlerini arkasına almasına rağmen yokluğa doğru hareket ettiğinin
farkındadır. Bu kesin sonu engellemek için her yola başvurmaktadır.
Siyonistlerin son 24 saat içerisinde Lübnan, Irak, Suriye ve İran’da başvurdukları
terörleri bu çerçevede değerlendirmek gerekir.
3-Terör ile savaşı karıştırmamak gerekir. İlan
edilmemiş de olsa tarihten gelen bir örfle savaşın kuralları vardır. Şehid
İsmail Haniye’ye yönelik saldırı bir devlet terörüdür ve bu yöntem varlığı
gayri meşru olan Siyonist rejime mahsustur. Şehid Haniye resmi bir devlet makamıdır
ve başka bir ülkenin resmi konuğudur. Böyle bir cinayete başvuran rejim
belli ki varlığını tehlikede gördüğü için her türlü çılgınlığa başvurmaktan
çekinmiyor ve mevcut uluslararası düzenin kurucusu ve koruyucuları
iddiasında olanlar da bu cinayeti onaylıyor.
4-Sulta sisteminin son terör saldırıları bir
tür teknolojik üstünlüğün göstergesi olup savaş meydanındaki yenilgilerini
örtbas etmeye yöneliktir. Yapay zeka da dahil en son bilimsel- teknolojik
buluşları askeri ve istihbarat alanında kullanan Batı emperyalizmi
tüm ahlaki değerlerini ayaklar altına almış bulunuyor.
5-İran’ın teknolojik, askeri, ekonomik ve medya gücü
bakımından Batılı sultacı güçlerle karşılaştırılamayacağı açıktır. Ama
aradaki orantısız güce rağmen hiç bir zaman teslim olmamış, kendisi teslim
olmadığı gibi bölgedeki direniş bileşenlerini de desteklemekten çekinmemiştir.
Geçen bu süre içerisinde askeri ve teknoloji alanında önemli ilerlemeler
kaydeden İran eskisine göre daha bir dik durmakta, her geçen gün dostlarına
umut ve düşmanlarına korku vermektedir. Bundan 40 yıl öncelerde dikenli
tel bile üretemeyen İran bugün sivil alanda nükleer ve nanoteknolojiyi elde ettiği
gibi askeri alanda beş bin kilometre menzilli güdümlü, balistik ve süpersonic
füzeler ile en modern SİHA'lar, tanklar, uçaklar ve hava savunma
sistemleri üretecek düzeye ulaşmış bulunuyor. Yakın bir gelecekte Batının
sultacı güçleri ile aradaki mesafeyi kapatacak çabalar içerisindedir.
Bunun farkında olan şeytani güçler nihai karşılaşmayı öne çekmeye çalışmaktadırlar.
6-İslam İnkılabının zaferinden beri defalarca doğrudan
askeri saldırılara, iç karışıklıklara, binlerce terör operasyonuna ve en
ağır ambargolara maruz kalmasına rağmen durmadan güçlenen ve
bölgedeki kurtuluş hareketlerini organize eden, destekleyen İran’ın bu
duruşu Batılı sultacı güçler tarafından tahammül edilecek gibi değildir.
Bunun için de İran ve dostları, müttefikleri bundan sonra da amansız saldırılara
maruz kalacaklardır. Bu mücadele hiç kuşkusuz taraflardan birinin yenilgisiyle
sonuçlanacaktır. Hak cephesinde yerini alanlar hakkın batıla, mazlumun zalime
galip geleceğine kesin olarak inanıyorlar.
7-Hak cephesinin safları her geçen gün daha bir netleşmektedir.
Rusya ve Çin gibi güçlü devletler her ne kadar menfaatleri gereği Direniş
Ekseniyle bazı konularda işbirliği yapsalar veya rakipleri olan Batı
emperyalizminin cinayetlerini kınasalar da asla zalimi/caniyi engellemeye yanaşmazlar.
Ve yine uğursuz varlıklarının devamını Batı Sulta Sistemine yaslanmakta,
onlarla işbirliğinde gören İslam ülkelerine tahakküm eden rejimlerin çoğu da
batılın/Batılıların saflarında yer almaktadır. Çarpık İslam çizgisinde ısrar
eden bağnaz Müslümanlar ise kıskançlıkları yüzünden isteyerek veya anlamadan
batıl güçlerin çizgisinde hareket etmekteler. Umut edilir ki geç olmadan bu
inatlarından döner ve İslam düşmanlarına gönüllü hizmetçilikten
vazgeçerler.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında Direniş Cephesi
dostları bilmelidirler ki, gün geçtikçe şiddetlenen bu mücadele önümüzdeki
aylar ve yıllarda daha geniş çapta ve daha zor şartlarda devam edecektir.
Batı’nın ve temsilcisi Siyonist rejimin son terörleri ve zahiri psikolojik
üstünlük kurma manevraları müminleri asla yeise düşürmemelidir. Zaman hayıflanmak,
yeise kapılmak zamanı değil hazırlanmak, zaafları/eksiklikleri gidermek,
gerçeklerle yüzleşmek ve mücadeleye bilenmek zamanıdır. Esselamu ela menittebe’l
huda/ Hidayete tabi olanlara selam olsun. Ziya Türkyılmaz Rasthaber 31.07.2024
Allah’ın sonsuz rahmeti üzerine olsun.
İsmail Haniye Hakan Fidan ile görüşmüş; yani
korunmasında zaviyetin zemini oluşuyor; zira, H.Fidan üzerinede milyonların ahı vebali vardır. Devlet erkani ile İstihbarat
birimlerinin dikkatine; süfyanı hizbin‘den gece gündüz uykulu uyanık her an kalben uzak olunmalı... değilse onların üzerindeki milyonların ahı
vebali ile rehavet oluşur
korunmada zaviyet olur.
Allah’ın verdiği ömür uzamaz kısalmaz; ama gelişmenin yaratılışı hakkın mücadelesinin şehadet ile mükafatı süfyaniyi perdeleyen zalimin cezalanması insanların uyanmasına zemin hazırlar.
Atlantik
cephesindeki bütün gelişme AKP
rejimi ile uzantılıdır. Zira atlantik cephesi İslam üzerinden gelişmenin yaratıldığı batıl parelel din süfyani hizbin açık islam düşmanlığını perdelediği ve yemlendiği alandır.
Natulyahu
hükümeti yıkılınca Natulyahü tutuklanıyor; AKP‘de hükümet‘den düşünce alemlerin emniyeti islamın köklerinin nem alıp boy attığı mukaddes beldeleri rejim unsuru ve beslediği terörüstleri ile kirletenlerin tamamı İlahi adaletin gereği soykırımdan yargılanacak.
ABD, UCM’ine yaptırım uygulamaya
kalkıyor; UCM
bizim içinde yakalama kararı çıkartır; korkusu
ile. Dünya maneviyat ve adalet yörüngesine girdi dünya halkı Mehdeviyete hazırlanıyor;
insanları islamdan sapıtan şeyanın 20 civarında yardımcı hizbinin Kıblesi ABD/İsrail doğası gereği gölge gibi kendilerini takip eden ah ve
vebal zulum ve günahın ağırlığı ile çöküşün telaşı ve paniği içerisinde. Bundan dolayı ABD, UCM‘e yaptırım uygulamaya
kalkıyor;
rejimlerinin cılkı çıktı.
Allah’ın
selamı
üzerine olsun Seyyid H.Nasrullah’ın
tesbiti ile ABD’yi
yönlendiren 3 Gurup vardır;
Petrol Şirketleri,
Silah Endüstriyel şirketleri
ile Siyonist Hiristiyan ve Siyonist Yahüdü hizipler.
İslamın en büyük düşmanı munafık siyasal islamcılar siyonist Hiristiyan ve Siyonist
yahudünün yumurta ikizi büyük Braderi‘dir. Türkiye’de son derece dine saygılı islam coğrafyasın’da siyonist
islamcı bölgede siyonist türkcü fitne tohumu ekmeyecek
tam bağımsız sosyal
demekrot bir hükümet kurulması ile bölge
ve dünya‘da rahmet ve bereket bulutları ile huzur oluşur; bölünüp çökme aşamasına giren ABD‘nin bölünmesi hızlanıp küresel bağları kesilen işgalci İsrail çöker. Bu vesile ile Hüseyni direniş cephesi ile zalime karşı mazlumun yanında olan anti emperyalist insanlar insani vasfın gereği en azından imanın en zayıfı ile Kalben
Süfyanı tayfasına Buğz etmeli… kalbi gönlü bütün duyu kapıları kapalı olmalı. Haci
Bayazit 31.07.2924
Batının geldiği nokta bu.
Siyonistler zaten artık Musevi değil, satanist pedefolik bir
topluluğa dönüştüler, Katolikleri ve Protestanları da peşlerinden
sürüklüyorlar.
Bu karikatür Katolik kilisesinin başındaki Satanist pedofolik papayı
hicvediyor. Abdurrahman Dilipak 05.08.2024
Hukuk uzmanları, İsrail'e petrol ve yakıt sevkiyatından
sorumlu ülkelerin, rejimin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde işlediği savaş
suçlarına ortak olabileceği konusunda uyardı. BM ve
diğer uluslararası hukuk uzmanları, Filistin halkına yönelik daha fazla insan
hakları ihlalinin önlenmesi için enerji ambargosu çağrısında bulundu.
Oil Change
International (OCI) kuruluşunun yaptırdığı yeni bir araştırma, Gazze'de
"devam eden ve genişleyen petrol arzının İsrail'in devam eden soykırımını
körüklediğini" ortaya koydu.
Araştırmada, İsrail'in
Gazze'deki soykırım kampanyasına yardımcı olabilecek onlarca petrol ve yakıt
sevkiyatı takip edildi.
Araştırmacılar, 21
Ekim 2023 ile 12 Temmuz tarihleriarasında İsrail'e yapılan 65 petrol ve yakıt sevkiyatını takip
etmek için nakliye kayıtlarını, uydu görüntülerini ve diğer açık kaynaklı
endüstri verilerini analiz etti.
OCI araştırmacıları,
ülkelerin ekim ayından bu yana İsrail'e toplamda 4,1 milyon ton ham petrol
tedarik ettiğini tespit etti.
ABD SEVKİYATI
SOYKIRIM KARARINI İHLAL EDİYOR
Araştırmada ayrıca ABD'nin
İsrail'e yaptığı jet yakıtı, dizel ve diğer rafine petrol ürünleri ihracatının
yaklaşık yüzde 80'inin, Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) İsrail'in soykırım
eylemlerini durdurması yönündeki ocak ayındaki kararının ardından yapıldığı
ortaya çıktı.
İtalya, Arnavutluk
ve Yunanistan gibi ülkeler rejime rafine edilmemiş petrol tedarik etti.
Brezilya, Ekim ayından
bu yana İsrail'e yapılan ham petrol sevkiyatlarının yüzde 9'undan sorumlu.
ENERJİ AMBARGOSU ÇAĞRISI
BM ve diğer
uluslararası hukuk uzmanları, Filistin halkına yönelik daha fazla insan hakları
ihlalinin önlenmesi için enerji ambargosu çağrısında bulundu.
İsrail, savaş
uçakları, tankları ve askeri araçlarına güç sağlamak için bu sevkiyatlara büyük
ölçüde güveniyor./ntv. Rasthaber 24.08.2024
İsrail,
Uluslararası Adalet Divanı tarafından yasadışı bir devlet ilan edildi.
Ayrıca,
dünya çapında egemen bir ulus olarak tanınmaması gerektiğine karar verildi.
Allah’ın vaadi İlahi adalet galip geldi. Ali Yılmaz 31.08.2024
İran İslami Tebliğat Kurumu başkanı
"İslam Peygamberi'nin torunu İmam Hüseyin'e (as) ait olmak,
varlığımızın en derin katmanlarına kök salmıştır." ifadesini kullandı.
@AbulfezAli Direniş Eri Ebülfez 01.09.2024
“Kudüs’ü kurtarma sorumluluğu bizim sorumluluğumuzdur
ve onu terk etmek,
Allah korusun, bizim sonumuz olacaktır.”(18 Şubat 1974) İmam
Musa Sadr. @AbulfezAli Direniş Eri Ebülfez 01.09.2024
İran İslami Tebliğat Kurumu başkanı
"İslam Peygamberi'nin torunu İmam Hüseyin'e (as) ait olmak,
varlığımızın en derin katmanlarına kök salmıştır." ifadesini kullandı.
@AbulfezAli Direniş Eri Ebülfez 01.09.2024
Şeyh
Ekrem El Kaabi:
Ebu Mehdi
El Mühendis'in temiz kanı üzerine yemin ederim ki, işgalcilerin Irak'ta kalmasına
izin vermeyeceğiz. Ali Ekber 06.09.2024
İşte
dünya bugün bunu yaşıyor.
Pedefolik,
Satanist Siyonistler ve onlara h destek veren herkes, (Siyasetçi, media, STK
temsilcisi, asker Polis de olsa) her zaman ve her yerde nefretin odağındalar.
ABD'de MP'ler de göstericiler karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.Abdurrahman
Dilipak 06.09.2024
İmam Hümeyni (r.a)
İslam’ın
başına gelen en büyük müsübet, Hz Emir’in (a.s)ın elinden yönetimin alınması
müsübeti’dir. Onun matemi Kerbela mateminden daha büyük olmuştur. En büyük
müsübet bu müsübettir’ki İslam’ın ne demek olduğunu insanlara anlatamamışlardır.
MakimillaN 07.09.2024